30 Haziran 2016
28 Haziran 2016
Özlemek
Binlerce göz baksa da doğanın güzel manzarasına,
Herkese göre mutlaka farklı izler bırakır hafızalarda,
Kimisi kaybolur yeşilin, mavinin her çeşit tonunda,
Kimisi de gider uzaklara aklında olanın yanına...
Herkese göre mutlaka farklı izler bırakır hafızalarda,
Kimisi kaybolur yeşilin, mavinin her çeşit tonunda,
Kimisi de gider uzaklara aklında olanın yanına...
24 Haziran 2016
Umut
Konuşmak gerek uzaklarda yanıp sönen ışıklara bakarken,
Dinlemek gerek sıcak esen rüzgarın dalgalarla yarışını,
Hissetmek gerek bakmadan, görmeden orada var olduğunu,
Umut; o hep olmalı işte, sessizce süzülmeli yollarında...
Dinlemek gerek sıcak esen rüzgarın dalgalarla yarışını,
Hissetmek gerek bakmadan, görmeden orada var olduğunu,
Umut; o hep olmalı işte, sessizce süzülmeli yollarında...
23 Haziran 2016
Sensiz
Saklanmıyor güneş kadar parlak o bakışlar,
Sesi kesilmiyor kalbimin çarpmaları duraksız
Yollarda kalmış ayak izleri gidiyorsun bensiz,
Söyle bana ey yar nasıl yaşarım ben nefessiz...
Sesi kesilmiyor kalbimin çarpmaları duraksız
Yollarda kalmış ayak izleri gidiyorsun bensiz,
Söyle bana ey yar nasıl yaşarım ben nefessiz...
22 Haziran 2016
O gece
Yollarına sereceğim tek tek topladığım yıldızları o gece, geriye
bir tane bile bırakmayacağım çünkü geceyi aydınlatan tek ışık sen
olacaksın.
Senin doğallığını yok etmesin diye yapay ışıkları da kapatacağım o gece.
Gözlerimiz karanlığa alışacak ve ben, görmek istediğim tek şeyi; seni göreceğim.
O gece hasretle uzun uzun bakacağım gözlerinin içine, sanki bir daha
görmeyecekmişim de bu son bakışım, bu son seni görüşüm gibi.
Orada sevdayı, orada hayatı, orada özgürlüğü göreceğim.
Orada hasreti, orada özlemi, orada mutluluğu göreceğim.
Kaybolup gideceğim gözlerinin derinliğinde.
Yolumu kaybetme endişesi olmaksızın gözlerinde kalacak ve bir daha da çıkmak istemeyeceğim bir gece olmalı o gece.
Sonra ılık ılık akacağım gözlerinden yanaklarına doğru, yüzünde dolaşacak, boğazından süzülüp kalbine varacağım.
Yüreklerimiz tek bir kalp gibi atacak hızlı hızlı...
Öpüşmeler hiç bitmeyecek ve yorgun düşecek bedenlerimiz.
Son nefesimizi verirmiş gibi hasret gidereceğiz o gece...
Hasret biter mi, özlem sona erer mi göreceğiz ikimizde o gece...
O gece sıcak bir yaz gecesi gibi kavurabilir bizi, soğuk bir kış gecesi
gibi de dona biliriz , yada istersen çiçek kokularının toprak kokusuna
karıştığı bir baharı da yaşayabiliriz.
Bembeyaz lapa lapa yağan karı, yada yollarında sırılsıklam ıslanacağımız bir yağmuru da isteyebilirsin.
Her türlü havanın, her türlü zamanında yaşayacağız...
Yani mevsimler bizimle olacak biz her mevsimi istediğimiz gibi yaşayacağız o gecede...
Geceyi ve sessizliği severim bilirsin seni sevdiğim gibi,
Tüm hayallerin, tüm kahvelerin anlamlarının en yoğun yaşandığı o yalnız saatleri...
Elbet sende seversin geceleri ama sen; o geceyi daha çok seveceksin.
O gece hayatımızın en önemli gecesi olacak.
Hayatımın yıldızının parlamasına şahit olduğum bir gece olacak o gece.
O gece biz yaşayacağız,
O gece biz paylaşacağız,
O gece biz anlamlaşacağız ve o geceyi ömrümüzün son anına kadar unutmayacağız
O gece bir aşk nasıl yaşanırsa öyle yaşanacak. Bir aşk nasıl biterse öyle bitecek.
Yağmur gibi, gün gibi, mevsimler gibi değişecek.
Ama işte sen yeter ki o gece gel,
O gece gel.
İlle de o gece...
21 Haziran 2016
Yalanlar
Oyuncak misali duygular beslemeye başlamış insanoğlu,
Ağaçtaki meyvelere sulanır olmuş elindekileri unutup
Küçülmüş de küçülmüş, küçülttüğü haysiyetiyle birlikte
Kandırmayı marifet bilmiş bu kadar sahtekarlığın içinde...
Ağaçtaki meyvelere sulanır olmuş elindekileri unutup
Küçülmüş de küçülmüş, küçülttüğü haysiyetiyle birlikte
Kandırmayı marifet bilmiş bu kadar sahtekarlığın içinde...
Çocuklar
Sekerek giden çocuklarda görmek hayatın anlamını,
Bir tebessüm bir küçük umut sarmış minik bedenlerini,
Riyasız, yalansız, gönülden samimi duygular eşiliğinde
Anlamamız için bize örnek olurlar ama görebilenler nerede...
Bir tebessüm bir küçük umut sarmış minik bedenlerini,
Riyasız, yalansız, gönülden samimi duygular eşiliğinde
Anlamamız için bize örnek olurlar ama görebilenler nerede...
20 Haziran 2016
Eğer
Bir selamı havalara uçurur insanı uzaklardan geliyorsa eğer,
Bir temennisi, iyi dileği emir yerinde geçer önemli biriyse eğer,
Bilmezler de kaybolur ardına bakmaz gider unutulmayacaksa eğer,
Bir anda birkaç yılı anımsar insan güzel anıları yaşamışsa eğer...
Bir temennisi, iyi dileği emir yerinde geçer önemli biriyse eğer,
Bilmezler de kaybolur ardına bakmaz gider unutulmayacaksa eğer,
Bir anda birkaç yılı anımsar insan güzel anıları yaşamışsa eğer...
Gelme üstüme
Yalnızlığı düşünmenin o sonsuz huzuruna dokunulmasın,
Elime aldığım gitarımın tellerinden aksın içimdeki hüzünler,
Rüzgarıma dokunmasın kimse yüzümde, bedenimde dolaşsın,
Hayallerime el sürmesin; düşünmesini, anlamasını bilmeyen...
Elime aldığım gitarımın tellerinden aksın içimdeki hüzünler,
Rüzgarıma dokunmasın kimse yüzümde, bedenimde dolaşsın,
Hayallerime el sürmesin; düşünmesini, anlamasını bilmeyen...
17 Haziran 2016
Tecrübe
Mutluyum , mutlu havası içerisindeyim yada bilmiyorum öyle hissediyorum diyelim
Uzun zamandır bu haldeyim ve uzun zaman da bu halde olacağımı düşünüyorum emin değilim
Kimi zaman güzellikler içindeki uykumdan istemeden uyanıyorum rüyalarımda
Rüyalarım bile düşüncelerimden öte değil elbet nihayetinde mutluluk göreceli değil mi ?
Çoğunlukla başarılı bir yapı içinde olsam da başarısız hallerim oldu mutlaka
Takılmak engellere ağlatmıyor, yıldırmıyor ama öyle bir yoruyor ki herkes gibi
Mücadeleyi hiç kaybetmemek lazım sonuçta maksadımız bu değil mi ?
Değiştiriyorum çevremi de kendimi değiştirdiğim gibi yavaş yavaş
kimisi memnun mesut, kimisi şaşkın salak
Her zaman iyisinin karşısında kötüsü de oluyor muhakkak
Sevgilerin de başını çekmek nefretlerin de başında olmak kaderim
Bir kitaba başlarken diğerinin bittiğine üzülenlerdenim
Tecrübe çoktur çok yoğurdu bizi bu hayat kendi teknesinde
Savrulurken kırdık birçok yerimizi en çok da yüreğimizi
Eksikliklerle, yarımlarla yaşamaya çalışmayı öğrenmek zordu
Zorun da hakkını en iyi yine ben öğrendim seçimlerimle, tercihlerimle,
Nihayetinde sona adım adım yaklaşırken bekler olduk sıramızı
O zamana kadar yeni tecrübeler edinmek kaderimizde vardı.
Anlam
Nisan yağmurlarının serin dokunuşlarının geçişi çok olmadı
Mayısı da geçirdik baharın güzel kokulu çiçekleri eşliğinde
Bak; haziran da bitecek neredeyse, yaz sıcakları kapımızda yine
Oysa ben halen kelimelere anlam yüklemeye çalışıyorum kendimce
Hoş, anlamların da kelimelere sığacağından emin değilim açıkcası...
Keşif
Vazgeçmeseydin eğer bu kadar çabuk hayallerinden
Mutluluğu keşfederdin elbet vazgeçmediklerinden...
Mutluluğu keşfederdin elbet vazgeçmediklerinden...
16 Haziran 2016
Buzullar
Buzların erimesi de değil sanki yok olması buhar olması gibi bir hava oldu
Güzelleşti aslında o katı o üşüten buzulların yok olması...
Güzelleşti aslında o katı o üşüten buzulların yok olması...
15 Haziran 2016
Söz yetmese bile...
Seni
seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek
olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben güne seninle başlıyorum ve
her gün hayatı yeniden keşfediyorum.
Seni seviyorum, çünkü gök kuşağının her tonunu gölgede bırakan en
parlak renk sin sen. Her şey senin rengini taşıyor ve benim için ancak o
zaman anlamlı oluyor.
Seni seviyorum, çünkü soğuk günlerde içimi ısıtan meltem sin. Sıcak
günlerdeyse ferahlık veren kuzey rüzgarı. İliklerime işleyerek
esiyorsun.
Seni seviyorum, çünkü her şeyde sen varsın. Nasıl olmayacaksın ki...
Sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin. Yüreğimin en derin köşesindeydin.
Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun. Ve ben orada olduğunu fark
edince hak ettiğin yere çıkardım seni.
Seni seviyorum, çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüne bakmam
gerekmiyor. Gözümü kapatsam oradasın. Gördüğüm her yüz aslında sensin.
Seni seviyorum, çünkü gözlerinin içindeki binlerce yıldız, gecenin
karanlığını delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yıldızlara
bakıyor gibi hissediyorum. O yıldızların parlaklığında kaybediyorum
kendimi. Gözlerim kamaşıyor; ama, şikayetçi değilim aydınlığından. Güneş
doğmasa, yıldızlar kaybolmasa diyorum; ama, biliyorum ki güneşim de sen
olacaksın gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydınlık çıkacaksın
karşıma.
Seni seviyorum, çünkü saçların ellerimin arasında kayıp giderken,
dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi
sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o
cennette kalmaya kararlıyım
Seni seviyorum, çünkü her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci
dolduruyor. Her gülümseyişin; karamsarlığı yakıyor, umutsuzluğu
parçalıyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayı.
Çiçek dedim ya, bir çiçek adı verseydim sana papatya olurdun. Açışıyla
dünyaya, insanlara baharın geldiğini müjdeleyen papatya... iddiasız ama
güzel. Güzel ama kibirsiz...
Seni, seviyorum çünkü, seni sevmeyi, sana dokunmayı, seni dinlemeyi,
sana bakmayı, seni koklamayı, seninle paylaşmayı seviyorum. Seninle
birlikte insana dair ne varsa onları da seviyorum.
Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken ne kadar çaresiz olduğumu da
görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düşünüyorum, seni
yeterince anlatabildim mi diye... Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar
sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamış olacağım.
Sözcüklerin bittiği yerde gözlerime bak. Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktır sana...
09 Haziran 2016
Severdim
Yazık ne mazi yazık
Anlatmaya yoruldum
Sen benden vazgeçince
Ben o gün de vuruldum
Yazık günah ben oysa
Kardelen gibi
Acıyla boy veren gibi
Seni severdim
Hüznün koynunda
Seni severdim
Hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim
Ve sana rağmen yine severdim
Dar ağacı ip boynumda
Sen aşkı anlamaz bilmez
Gül yansa ağlamaz sakin
Ben akmayan göz yaşında
Seni severdim
Sen hisli korkak savaşçı
Aşkı kime satmış hain
Ben her savaş meydanında
Seni severdim
Yazık ah mazi yazık
Bir yalnızlık, bir vurgun
Sen benden vazgeçince
Ben o gün de vuruldum
Yazık günah ben oysa Pervane gibi
Ateşle can veren gibi
Seni severdim...
Anlatmaya yoruldum
Sen benden vazgeçince
Ben o gün de vuruldum
Yazık günah ben oysa
Kardelen gibi
Acıyla boy veren gibi
Seni severdim
Hüznün koynunda
Seni severdim
Hem uyanık, hem uykumda
Seni severdim
Ve sana rağmen yine severdim
Dar ağacı ip boynumda
Sen aşkı anlamaz bilmez
Gül yansa ağlamaz sakin
Ben akmayan göz yaşında
Seni severdim
Sen hisli korkak savaşçı
Aşkı kime satmış hain
Ben her savaş meydanında
Seni severdim
Yazık ah mazi yazık
Bir yalnızlık, bir vurgun
Sen benden vazgeçince
Ben o gün de vuruldum
Yazık günah ben oysa Pervane gibi
Ateşle can veren gibi
Seni severdim...
08 Haziran 2016
Benimkisi
Beş kuruş etmeyecek değerde olan kağıt paranın üzerinde yazan değere aldanmak gibiydi benimkisi,
Bir saniyenin boşa harcanmaması gereken zamanlarda yazılmamış bir defteri okumak gibiydi benimkisi,
Üzerine titreyip çok değer verdiğin nadide antika vazonun hiç çiçek görmemiş olması gibiydi benimkisi,
Yüzüne tükürülecek insanlara verdiğin değeri bilmemesi gibi onlara çok rağbet etmek gibiydi benimkisi.
Bir saniyenin boşa harcanmaması gereken zamanlarda yazılmamış bir defteri okumak gibiydi benimkisi,
Üzerine titreyip çok değer verdiğin nadide antika vazonun hiç çiçek görmemiş olması gibiydi benimkisi,
Yüzüne tükürülecek insanlara verdiğin değeri bilmemesi gibi onlara çok rağbet etmek gibiydi benimkisi.
07 Haziran 2016
Hasret
Her gün huzurlu olmaktan yoruldun mu hiç ?
Mutluluktan bıktın mı bazı zamanlar,
Sarı deniz gördün mü peki,
Ya lacivert yapraklı mavi gövdeli bir ağaç...
Kırmızı bir gökyüzünde yağmura yakalandın mı sen ?
Gülmeyi bilmeyen çocuklar.
Kokusu olmayan güller.
Tüm garipliklerle beraber yaşıyorum işte ben öyle hasretim...
Ya sen ???
06 Haziran 2016
Paramparça
Paramparça bir halde oturmak yalnız başına...
günün bitmesi, haftanın, ayın, yılın bitmesini beklemek
bir ömrü tamamlamak sessiz sedasız,
o denli parça halde, o denli yorgun, o denli yılgınlık var üzerimde.
hiç uyku görmemiş gibi uykusuz,
hiç tanışmamış gibi susuz,
köşede duran bir eşya gibi ruhsuz,
hiç bir şeyi önemsemeyecek kadar hissiz,
kısaca paramparça haldeyim.
günün bitmesi, haftanın, ayın, yılın bitmesini beklemek
bir ömrü tamamlamak sessiz sedasız,
o denli parça halde, o denli yorgun, o denli yılgınlık var üzerimde.
hiç uyku görmemiş gibi uykusuz,
hiç tanışmamış gibi susuz,
köşede duran bir eşya gibi ruhsuz,
hiç bir şeyi önemsemeyecek kadar hissiz,
kısaca paramparça haldeyim.
04 Haziran 2016
Yeniden
Hani saplarlar hançeri de için acır,
yıkarlar tüm duvarlarını,
umutların parçalanır,
hüsranlar içinde kalırsın,
ağlarsın perişan olursun ya
sonra bir bakar
hiç bir şey olmamış gibi
yeniden resetlenir her şey
güneş doğar,
rüzgar serinletir,
melodiler neşelendirir...
yıkarlar tüm duvarlarını,
umutların parçalanır,
hüsranlar içinde kalırsın,
ağlarsın perişan olursun ya
sonra bir bakar
hiç bir şey olmamış gibi
yeniden resetlenir her şey
güneş doğar,
rüzgar serinletir,
melodiler neşelendirir...
02 Haziran 2016
01 Haziran 2016
Sen
Yaşıyordum elbet; senden önce de bıraktığım nefesi yine sensiz alabiliyordum
Yine yollarda yürüyordum taşına, çakılına bakmadan atıyordum adımlarımı
Güneş yine yakıyordu tenimi gözlerimi yine kısıyordum o rahatsız eden ışığında
Rüzgarı esiyordu elbet, yaprakları sallıyordu, yüzümde dolaşıyordu pervasızca
Sen gelince değişmedi bir şey aslında; sen gelince anlam kazandı her şey
Aldığım nefes de hayat bulur oldum minnet duygum daha da arttı yaşama
Yollar; uzun mesafelerden, çıkmaz sokaklardan ibaret değildi artık benim için
Güneşin ışığı bile sevdirdi kendini senin parlaklığın la kıyaslama yapar oldum
Rüzgar tenimde dolaşırken hissiyatı kavradım sıcak dokunuşunu ellerinle kıyasladım
Sen gelince melodiler değişti, alıp götürür oldu o anlamlı sözleri dinlerken seninle,
Kitaplar değişti şiirler yazılar kelimeler harfler kendi yerlerine kendileri geçti adeta
Sebebim amacım yaşama gayem değişti akşam eve ulaşma arzusu oluştu içimde
Baktığımda gördüğümde güldüğümde sen sen sen oldun her bir yerde...
Yine yollarda yürüyordum taşına, çakılına bakmadan atıyordum adımlarımı
Güneş yine yakıyordu tenimi gözlerimi yine kısıyordum o rahatsız eden ışığında
Rüzgarı esiyordu elbet, yaprakları sallıyordu, yüzümde dolaşıyordu pervasızca
Sen gelince değişmedi bir şey aslında; sen gelince anlam kazandı her şey
Aldığım nefes de hayat bulur oldum minnet duygum daha da arttı yaşama
Yollar; uzun mesafelerden, çıkmaz sokaklardan ibaret değildi artık benim için
Güneşin ışığı bile sevdirdi kendini senin parlaklığın la kıyaslama yapar oldum
Rüzgar tenimde dolaşırken hissiyatı kavradım sıcak dokunuşunu ellerinle kıyasladım
Sen gelince melodiler değişti, alıp götürür oldu o anlamlı sözleri dinlerken seninle,
Kitaplar değişti şiirler yazılar kelimeler harfler kendi yerlerine kendileri geçti adeta
Sebebim amacım yaşama gayem değişti akşam eve ulaşma arzusu oluştu içimde
Baktığımda gördüğümde güldüğümde sen sen sen oldun her bir yerde...
İstersen
Yağmurun yeni ıslattığı taze toprağın kokusunu duyduğunda aklına ben
gelmek isterim. Ya da gözlerin denizin maviliğine daldığında... Uzakta,
ufuk çizgisinde sadece dumanı görünen o geminin içinde benim olduğumu
düşünmeni isterim.
Küçük bir cafede, şekersiz çayını içerken ve birbiri ardına özlem şarkılarını dinlerken yanında ben olmak isterim. Gözlerin dolup masadan kalktığında da sokakta yürürken de...
Beni hatırlamak istersen, her yeni doğan günle birlikte çıkarım karşına, güneş olur ışığımla aydınlatırım seni. Buram buram bir kahve kokusu olurum. Pencerende takılı beyaz perden olurum.
Sokakta oynayan çocukların sesinde, işe gitme telaşına düşmüş insanların gözünde, yere düşmüş yaprakların çıtırtısında bulursun beni.
İstersen, duyduğun her ses beni hatırlatacaktır sana.
Bazen bir kuş olup öterim pencerende. Bazen bir seyyar satıci olup kapında bağırırım. Bazen bir tren gibi tıkırtılarla geçerim önünden. Sözlerini ezbere bildiğin ve söylemekten asla bıkmadığın şarkı olurum. Sen o şarkıyı değil beni söylersin aslında.
Beni görmek istersen hep karşında olurum. Gökyüzündeki beyaz bulutların arasındayım ben. Başını yukarı kaldırman yeterli beni görmek için.
Yolda rastladığım herkes benimdir aslında. Dostlarına selam verirken o selamı ben alırım. Komşunun hatırını sorarken aslında bana 'nasılsın’ demişsindir.
Benimle çıkarsın yola her sabah ve akşam evine benimle dönersin. Gittiğin her yere gelirim seninle. Sen yorulduğunda yorulurum ben de. Sen oturduğunda oturur, kalktığında kalkarım.
Güldüğünde gülerim bende seninle, hüzünlerini paylaşırım sevinçlerin olurum istersen.
Eğer istersen bütün gece başucunda saçını okşarım sen uyurken. Yüzünde gülümsemeyle uykuya dalışını izlerim.
Bana dokunmak istersen bir çiçeğin yapraklarında olurum ben. Yeşilin, kırmızının, sarının, mavinin en canlısındayım. Elini uzattığın her yerdeyim. Dokunmak istersen bana kendine dokun. Dudaklarındaki ateşim, tenindeki sıcaklık. Vücudunu ürperten rüzgârım ben.
Hiç gitmedim ben. Oradayım, beni görmek, bana dokunmak, beni hatırlamak istediğin yerde.
Yüreğinde...
Küçük bir cafede, şekersiz çayını içerken ve birbiri ardına özlem şarkılarını dinlerken yanında ben olmak isterim. Gözlerin dolup masadan kalktığında da sokakta yürürken de...
Beni hatırlamak istersen, her yeni doğan günle birlikte çıkarım karşına, güneş olur ışığımla aydınlatırım seni. Buram buram bir kahve kokusu olurum. Pencerende takılı beyaz perden olurum.
Sokakta oynayan çocukların sesinde, işe gitme telaşına düşmüş insanların gözünde, yere düşmüş yaprakların çıtırtısında bulursun beni.
İstersen, duyduğun her ses beni hatırlatacaktır sana.
Bazen bir kuş olup öterim pencerende. Bazen bir seyyar satıci olup kapında bağırırım. Bazen bir tren gibi tıkırtılarla geçerim önünden. Sözlerini ezbere bildiğin ve söylemekten asla bıkmadığın şarkı olurum. Sen o şarkıyı değil beni söylersin aslında.
Beni görmek istersen hep karşında olurum. Gökyüzündeki beyaz bulutların arasındayım ben. Başını yukarı kaldırman yeterli beni görmek için.
Yolda rastladığım herkes benimdir aslında. Dostlarına selam verirken o selamı ben alırım. Komşunun hatırını sorarken aslında bana 'nasılsın’ demişsindir.
Benimle çıkarsın yola her sabah ve akşam evine benimle dönersin. Gittiğin her yere gelirim seninle. Sen yorulduğunda yorulurum ben de. Sen oturduğunda oturur, kalktığında kalkarım.
Güldüğünde gülerim bende seninle, hüzünlerini paylaşırım sevinçlerin olurum istersen.
Eğer istersen bütün gece başucunda saçını okşarım sen uyurken. Yüzünde gülümsemeyle uykuya dalışını izlerim.
Bana dokunmak istersen bir çiçeğin yapraklarında olurum ben. Yeşilin, kırmızının, sarının, mavinin en canlısındayım. Elini uzattığın her yerdeyim. Dokunmak istersen bana kendine dokun. Dudaklarındaki ateşim, tenindeki sıcaklık. Vücudunu ürperten rüzgârım ben.
Hiç gitmedim ben. Oradayım, beni görmek, bana dokunmak, beni hatırlamak istediğin yerde.
Yüreğinde...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)