30 Haziran 2016

Fırsat

Zaman dursa istersin ama giden zamana mı fırsata mı üzüleceğini bilemez insan

28 Haziran 2016

Özlemek

Binlerce göz baksa da doğanın güzel manzarasına,
Herkese göre mutlaka farklı izler bırakır hafızalarda,
Kimisi kaybolur yeşilin, mavinin her çeşit tonunda,

Kimisi de gider uzaklara aklında olanın yanına...

24 Haziran 2016

Umut

Konuşmak gerek uzaklarda yanıp sönen ışıklara bakarken,
Dinlemek gerek sıcak esen rüzgarın dalgalarla yarışını,
Hissetmek gerek bakmadan, görmeden orada var olduğunu,
Umut; o hep olmalı işte, sessizce süzülmeli yollarında...

23 Haziran 2016

Sensiz

Saklanmıyor güneş kadar parlak o bakışlar,
Sesi kesilmiyor kalbimin çarpmaları duraksız
Yollarda kalmış ayak izleri gidiyorsun bensiz,

Söyle bana ey yar nasıl yaşarım ben nefessiz...

22 Haziran 2016

O gece

Yollarına sereceğim tek tek topladığım yıldızları o gece, geriye bir tane bile bırakmayacağım çünkü geceyi aydınlatan tek ışık sen olacaksın. 
Senin doğallığını yok etmesin diye yapay ışıkları da kapatacağım o gece. 
Gözlerimiz karanlığa alışacak ve ben, görmek istediğim tek şeyi; seni göreceğim. 
 
O gece hasretle uzun uzun bakacağım gözlerinin içine, sanki bir daha görmeyecekmişim de bu son bakışım, bu son seni görüşüm gibi. 
Orada sevdayı, orada hayatı, orada özgürlüğü göreceğim. 
Orada hasreti, orada özlemi, orada mutluluğu göreceğim.
Kaybolup gideceğim gözlerinin derinliğinde. 
Yolumu kaybetme endişesi olmaksızın gözlerinde kalacak ve bir daha da çıkmak istemeyeceğim bir gece olmalı o gece. 
 
Sonra ılık ılık akacağım gözlerinden yanaklarına doğru, yüzünde dolaşacak, boğazından süzülüp kalbine varacağım. 
Yüreklerimiz tek bir kalp gibi atacak hızlı hızlı... 
Öpüşmeler hiç bitmeyecek ve yorgun düşecek bedenlerimiz.
Son nefesimizi verirmiş gibi hasret gidereceğiz o gece...
Hasret biter mi, özlem sona erer mi göreceğiz ikimizde o gece...

O gece sıcak bir yaz gecesi gibi kavurabilir bizi, soğuk bir kış gecesi gibi de dona biliriz , yada istersen çiçek kokularının toprak kokusuna karıştığı bir baharı da yaşayabiliriz. 
Bembeyaz lapa lapa yağan karı, yada yollarında sırılsıklam ıslanacağımız bir yağmuru da isteyebilirsin.
Her türlü havanın, her türlü zamanında yaşayacağız...
Yani mevsimler bizimle olacak biz her mevsimi istediğimiz gibi yaşayacağız o gecede...
 
Geceyi ve sessizliği severim bilirsin seni sevdiğim gibi, 
Tüm hayallerin, tüm kahvelerin anlamlarının en yoğun yaşandığı o yalnız saatleri...
Elbet sende seversin geceleri ama sen; o geceyi daha çok seveceksin. 
O gece hayatımızın en önemli gecesi olacak. 
Hayatımın yıldızının parlamasına şahit olduğum bir gece olacak o gece. 
 
O gece biz yaşayacağız, 
O gece biz paylaşacağız,
O gece biz anlamlaşacağız ve o geceyi ömrümüzün son anına kadar unutmayacağız 
 
O gece bir aşk nasıl yaşanırsa öyle yaşanacak. Bir aşk nasıl biterse öyle bitecek. 
Yağmur gibi, gün gibi, mevsimler gibi değişecek.
 
Ama işte sen yeter ki o gece gel,
 
O gece gel. 
 



İlle de o gece... 

21 Haziran 2016

Yalanlar

Oyuncak misali duygular beslemeye başlamış insanoğlu,
Ağaçtaki meyvelere sulanır olmuş elindekileri unutup
Küçülmüş de küçülmüş, küçülttüğü haysiyetiyle birlikte

Kandırmayı marifet bilmiş bu kadar sahtekarlığın içinde...

Çocuklar

Sekerek giden çocuklarda görmek hayatın anlamını,
Bir tebessüm bir küçük umut sarmış minik bedenlerini,
Riyasız, yalansız, gönülden samimi duygular eşiliğinde

Anlamamız için bize örnek olurlar ama görebilenler nerede...

20 Haziran 2016

Eğer

Bir selamı havalara uçurur insanı uzaklardan geliyorsa eğer,
Bir temennisi, iyi dileği emir yerinde geçer önemli biriyse eğer,
Bilmezler de kaybolur ardına bakmaz gider unutulmayacaksa eğer,

Bir anda birkaç yılı anımsar insan güzel anıları yaşamışsa eğer...

Gelme üstüme

Yalnızlığı düşünmenin o sonsuz huzuruna dokunulmasın,
Elime aldığım gitarımın tellerinden aksın içimdeki hüzünler,
Rüzgarıma dokunmasın kimse yüzümde, bedenimde dolaşsın,

Hayallerime el sürmesin; düşünmesini, anlamasını bilmeyen...

17 Haziran 2016

Tecrübe

Mutluyum , mutlu havası içerisindeyim yada bilmiyorum öyle hissediyorum diyelim
Uzun zamandır bu haldeyim ve uzun zaman da bu halde olacağımı düşünüyorum emin değilim
Kimi zaman güzellikler içindeki uykumdan istemeden uyanıyorum rüyalarımda
Rüyalarım bile düşüncelerimden öte değil elbet nihayetinde mutluluk göreceli değil mi ?
Çoğunlukla başarılı bir yapı içinde olsam da başarısız hallerim oldu mutlaka
Takılmak engellere ağlatmıyor, yıldırmıyor ama öyle bir yoruyor ki herkes gibi 
Mücadeleyi hiç kaybetmemek lazım sonuçta maksadımız bu değil mi ?
Değiştiriyorum çevremi de kendimi değiştirdiğim gibi yavaş yavaş
kimisi memnun mesut, kimisi şaşkın salak
Her zaman iyisinin karşısında kötüsü de oluyor muhakkak
Sevgilerin de başını çekmek nefretlerin de başında olmak kaderim
Bir kitaba başlarken diğerinin bittiğine üzülenlerdenim
Tecrübe çoktur çok yoğurdu bizi bu hayat kendi teknesinde
Savrulurken kırdık birçok yerimizi en çok da yüreğimizi
Eksikliklerle, yarımlarla yaşamaya çalışmayı öğrenmek zordu
Zorun da hakkını en iyi yine ben öğrendim seçimlerimle, tercihlerimle,
Nihayetinde sona adım adım yaklaşırken bekler olduk sıramızı

O zamana kadar yeni tecrübeler edinmek kaderimizde vardı.

Anlam

Nisan yağmurlarının serin dokunuşlarının geçişi çok olmadı 
Mayısı da geçirdik baharın güzel kokulu çiçekleri eşliğinde
Bak; haziran da bitecek neredeyse, yaz sıcakları kapımızda yine
Oysa ben halen kelimelere anlam yüklemeye çalışıyorum kendimce

Hoş, anlamların da kelimelere sığacağından emin değilim açıkcası...

Keşif

Vazgeçmeseydin eğer bu kadar çabuk hayallerinden
Mutluluğu keşfederdin elbet vazgeçmediklerinden...

16 Haziran 2016

Buzullar

Buzların erimesi de değil sanki yok olması buhar olması gibi bir hava oldu
Güzelleşti aslında o katı o üşüten buzulların yok olması...

15 Haziran 2016

Ne çok

Ne çok yarım kaldık
Ne çok yarım bırakıldık

Ne çok ...

Söz yetmese bile...

Seni seviyorum, çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben güne seninle başlıyorum ve her gün hayatı yeniden keşfediyorum.
 
Seni seviyorum, çünkü gök kuşağının her tonunu gölgede bırakan en parlak renk sin sen. Her şey senin rengini taşıyor ve benim için ancak o zaman anlamlı oluyor.
 
Seni seviyorum, çünkü soğuk günlerde içimi ısıtan meltem sin. Sıcak günlerdeyse ferahlık veren kuzey rüzgarı. İliklerime işleyerek esiyorsun.
 
Seni seviyorum, çünkü her şeyde sen varsın. Nasıl olmayacaksın ki... Sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin. Yüreğimin en derin köşesindeydin. Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun. Ve ben orada olduğunu fark edince hak ettiğin yere çıkardım seni.
 
Seni seviyorum, çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüne bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam oradasın. Gördüğüm her yüz aslında sensin.
 
Seni seviyorum, çünkü gözlerinin içindeki binlerce yıldız, gecenin karanlığını delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yıldızlara bakıyor gibi hissediyorum. O yıldızların parlaklığında kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamaşıyor; ama, şikayetçi değilim aydınlığından. Güneş doğmasa, yıldızlar kaybolmasa diyorum; ama, biliyorum ki güneşim de sen olacaksın gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydınlık çıkacaksın karşıma.
 
Seni seviyorum, çünkü saçların ellerimin arasında kayıp giderken, dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararlıyım 
 
Seni seviyorum, çünkü her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci dolduruyor. Her gülümseyişin; karamsarlığı yakıyor, umutsuzluğu parçalıyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayı.
 
Çiçek dedim ya, bir çiçek adı verseydim sana papatya olurdun. Açışıyla dünyaya, insanlara baharın geldiğini müjdeleyen papatya... iddiasız ama güzel. Güzel ama kibirsiz...
 
Seni, seviyorum çünkü, seni sevmeyi, sana dokunmayı, seni dinlemeyi, sana bakmayı, seni koklamayı, seninle paylaşmayı seviyorum. Seninle birlikte insana dair ne varsa onları da seviyorum.
 
Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken ne kadar çaresiz olduğumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düşünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye... Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamış olacağım.
 

Sözcüklerin bittiği yerde gözlerime bak. Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktır sana...

09 Haziran 2016

Severdim

Yazık ne mazi yazık 

Anlatmaya yoruldum 

Sen benden vazgeçince 

Ben o gün de vuruldum 

Yazık günah ben oysa 

Kardelen gibi 

Acıyla boy veren gibi 

Seni severdim

Hüznün koynunda 

Seni severdim 

Hem uyanık, hem uykumda 

Seni severdim 

Ve sana rağmen yine severdim 

Dar ağacı ip boynumda 

Sen aşkı anlamaz bilmez 

Gül yansa ağlamaz sakin 

Ben akmayan göz yaşında 

Seni severdim 

Sen hisli korkak savaşçı 

Aşkı kime satmış hain

Ben her savaş meydanında 

Seni severdim 

Yazık ah mazi yazık 

Bir yalnızlık, bir vurgun 

Sen benden vazgeçince 

Ben o gün de vuruldum 

Yazık günah ben oysa Pervane gibi 

Ateşle can veren gibi 

Seni severdim...

08 Haziran 2016

Benimkisi

Beş kuruş etmeyecek değerde olan kağıt paranın üzerinde yazan değere aldanmak gibiydi benimkisi,
Bir saniyenin boşa harcanmaması gereken zamanlarda yazılmamış bir defteri okumak gibiydi benimkisi,
Üzerine titreyip çok değer verdiğin nadide antika vazonun hiç çiçek görmemiş olması gibiydi benimkisi,

Yüzüne tükürülecek insanlara verdiğin değeri bilmemesi gibi onlara çok rağbet etmek gibiydi benimkisi.

07 Haziran 2016

Hasret

Her gün huzurlu olmaktan yoruldun mu hiç ?
Mutluluktan bıktın mı bazı zamanlar,
Sarı deniz gördün mü peki, 
Ya lacivert yapraklı mavi gövdeli bir ağaç...
Kırmızı bir gökyüzünde yağmura yakalandın mı sen ?
Gülmeyi bilmeyen çocuklar.
Kokusu olmayan güller.
Tüm garipliklerle beraber yaşıyorum işte ben öyle hasretim...

Ya sen ???

06 Haziran 2016

Paramparça

Paramparça bir halde oturmak yalnız başına...
günün bitmesi, haftanın, ayın, yılın bitmesini beklemek
bir ömrü tamamlamak sessiz sedasız,
o denli parça halde, o denli yorgun, o denli yılgınlık var üzerimde.
hiç uyku görmemiş gibi uykusuz,
hiç tanışmamış gibi susuz,
köşede duran bir eşya gibi ruhsuz,
hiç bir şeyi önemsemeyecek kadar hissiz,

kısaca paramparça haldeyim.

04 Haziran 2016

Yeniden

Hani saplarlar hançeri de için acır,
yıkarlar tüm duvarlarını,
umutların parçalanır,
hüsranlar içinde kalırsın,
ağlarsın perişan olursun ya
sonra bir bakar
hiç bir şey olmamış gibi
yeniden resetlenir her şey
güneş doğar,
rüzgar serinletir,

melodiler neşelendirir...

02 Haziran 2016

01 Haziran 2016

Sen

Yaşıyordum elbet; senden önce de bıraktığım nefesi yine sensiz alabiliyordum
Yine yollarda yürüyordum taşına, çakılına bakmadan atıyordum adımlarımı
Güneş yine yakıyordu tenimi gözlerimi yine kısıyordum o rahatsız eden ışığında
Rüzgarı esiyordu elbet, yaprakları sallıyordu, yüzümde dolaşıyordu pervasızca

Sen gelince değişmedi bir şey aslında; sen gelince anlam kazandı her şey
Aldığım nefes de hayat bulur oldum minnet duygum daha da arttı yaşama
Yollar; uzun mesafelerden, çıkmaz sokaklardan ibaret değildi artık benim için
Güneşin ışığı bile sevdirdi kendini senin parlaklığın la kıyaslama yapar oldum
Rüzgar tenimde dolaşırken hissiyatı kavradım sıcak dokunuşunu ellerinle kıyasladım

Sen gelince melodiler değişti, alıp götürür oldu o anlamlı sözleri dinlerken seninle,
Kitaplar değişti şiirler yazılar kelimeler harfler kendi yerlerine kendileri geçti adeta
Sebebim amacım yaşama gayem değişti akşam eve ulaşma arzusu oluştu içimde

Baktığımda gördüğümde güldüğümde sen sen sen oldun her bir yerde...

İstersen

Yağmurun yeni ıslattığı taze toprağın kokusunu duyduğunda aklına ben gelmek isterim. Ya da gözlerin denizin maviliğine daldığında... Uzakta, ufuk çizgisinde sadece dumanı görünen o geminin içinde benim olduğumu düşünmeni isterim.
Küçük bir cafede, şekersiz çayını içerken ve birbiri ardına özlem şarkılarını dinlerken yanında ben olmak isterim. Gözlerin dolup masadan kalktığında da sokakta yürürken de...

Beni hatırlamak istersen, her yeni doğan günle birlikte çıkarım karşına, güneş olur ışığımla aydınlatırım seni. Buram buram bir kahve kokusu olurum. Pencerende takılı beyaz perden olurum.
Sokakta oynayan çocukların sesinde, işe gitme telaşına düşmüş insanların gözünde, yere düşmüş yaprakların çıtırtısında bulursun beni.
İstersen, duyduğun her ses beni hatırlatacaktır sana.
Bazen bir kuş olup öterim pencerende. Bazen bir seyyar satıci olup kapında bağırırım. Bazen bir tren gibi tıkırtılarla geçerim önünden. Sözlerini ezbere bildiğin ve söylemekten asla bıkmadığın şarkı olurum. Sen o şarkıyı değil beni söylersin aslında.
Beni görmek istersen hep karşında olurum. Gökyüzündeki beyaz bulutların arasındayım ben. Başını yukarı kaldırman yeterli beni görmek için.

Yolda rastladığım herkes benimdir aslında. Dostlarına selam verirken o selamı ben alırım. Komşunun hatırını sorarken aslında bana 'nasılsın’ demişsindir.

Benimle çıkarsın yola her sabah ve akşam evine benimle dönersin. Gittiğin her yere gelirim seninle. Sen yorulduğunda yorulurum ben de. Sen oturduğunda oturur, kalktığında kalkarım.
Güldüğünde gülerim bende seninle, hüzünlerini paylaşırım sevinçlerin olurum istersen.
Eğer istersen bütün gece başucunda saçını okşarım sen uyurken. Yüzünde gülümsemeyle uykuya dalışını izlerim.

Bana dokunmak istersen bir çiçeğin yapraklarında olurum ben. Yeşilin, kırmızının, sarının, mavinin en canlısındayım. Elini uzattığın her yerdeyim. Dokunmak istersen bana kendine dokun. Dudaklarındaki ateşim, tenindeki sıcaklık. Vücudunu ürperten rüzgârım ben.

Hiç gitmedim ben. Oradayım, beni görmek, bana dokunmak, beni hatırlamak istediğin yerde.

Yüreğinde...