19 Nisan 2022

Son



Hiç bir son kaçınılmaz olmadığı gibi hiç birisi de aynı değildir...
Benzerlikler gösterse de birçok tanımlama benzerlik göstermez, göstermeyecektir de... 

Uyanık.

12 Nisan 2022

Anlar



    Olmazdı,,, Olmayacaktı, olmamalıydı...
Olmaz olmazdı ya o bile oyalanmıştı zamana, o bile olmayacağına ikna olmamıştı...
Günlerin, mevsimlerin, hayallerin değiştiği zamandayız,
Renklerin bile sözünde durmadığı,
Güllerin artık eskisi gibi kokmadığı,
Uçurtmaların rüzgara inanmadığı zamanlardayız,,,
Yaşamın son bulmadığı ama nefes almaya gerek kalmayan anlardayız...

Uyanık.

11 Nisan 2022

Kalem

Dört duvar arası sessiz halim dinecek, Kırdığım kalemin parçaları yerlerde, Son değil, nokta hiç değil bu yazı, Derin anlamı kalacak sadece bende... Uyanık.

06 Nisan 2022

Bazen



Akıl sır ermiyor yüreğin işine ve açıklaması da olmuyor,,, kendi halinde dilediğinin peşinden gidebiliyor bazen...

Uyanık.

05 Nisan 2022

Taze gün



    Saatleri adımlıyor düşüncelerim, dışarda ki kof sessizliğe inat kulaklığımdan duyduğum kanun sesinin büyüleyici sesiyle beraber yine her zaman ki gibi kilometrelerce yol kat edeceğim biliyorum, Kendi itiraflarımı yine kendime olağanca saf bir şekilde yapacağım. Her bir yüzümü karılaştıracağım birbiriyle. Sakladıklarım da olacak kendi gizli bahçemde, saklamaya gerek görmediklerimde...

     Gülüyorum,,, ama sadece gözlerimle,,, kahkahalar peşi sıra yuvarlanıyor,,, oysa rüzgarsız bir günde hiç varlık göstermeyen bir göl kadar durgun içim. Hala başarabildiğim seviyede hissiyatsız halimi saklıyorum olabildiğince çevreme. Ne bir kazanım ne bir kayıp söz konusu bende...
     Bu sefer kendime gülüyorum; olabildiğince sırıtarak sanki tüm dünyayı bu gülüşle sararcasına coşkulu görünüyorum. Saklıyorum içimi kimse görmeden yine kimse sezmeden... Oysa hayalimde güldüğümü, aslında somurtan içimi, yüzüme de yansıttığımı itiraf ediyorum nihayet tüm samimiyetimle. Belki de gülmenin tanımını yeniden gözden geçirmem gerekiyor bu günlerde...
     Mevsimin ilk baharını gösteren takvimler, dışarda ki havanın yanılsamasında,,, soğuktan üşümüş ellerimi montumun yakalarını düzeltmeleri için boynuma yönlendiriyorum ve ardına ceplerime sokuşturuyorum. Derin bir nefes ciğerlerimde kutupların etkisini gösteriyor. Her bir telden çıkan sesin kulağımdan geçerek ruhumun katmanlarına dokunduğunu hissediyorum adeta. Oysa çevremde bundan bihaber o kadar fazla kişi var ki... Paylaşmak da istemiyorum kendi durgun düşüncelerimin arşa çıkan haykırışlarını...

     Birkaç adım daha atıp beton zeminden toprağa iniyorum. Islak zemin bir miktar alıyor beni içine ama aldırmıyorum. Dışardan hafif esen rüzgarın ağaçlarda ki sesini duyanlar, dinlediğim konserden habersiz izliyorlardır beni. Şuan bunu kafama takıp önemseyecek ve irademin yerli yersiz söz dinlemediği zamanlardan biri olmadığını da biliyorum... Kendi halimde uzun bir müddet yaşanmışları, yaşananları gözlerim ufka bakarken düşünüyorum. Biraz huzur, biraz mutluluk takviyesi iyi oluyor böyle günün belli zamanlarında,,, Allah sağlık sıhhat verdiği müddetçe böyle anların oluşmasına da devam edeceğim.
     
Tavsiyemdir, Sevgilerimle...

Uyanık.