Olgularıyla yaşıyor insan, olduklarıyla,
Hayalleriyle, anılarıyla, yaşanmışlıklarıyla,
Mutluluklarıyla, değerleriyle ve sevdikleriyle...
Günü kurtarıyor vefaya sırtını dayayıp
Zamanı değerlendiriyor kendini avutarak,
Yarınları; geleceği netleştiremiyor hafızasında
Hiçe, hiçliğe yaklaşıyor adım adım istemeden...
Yaşıyor insan bi şekilde inceden inceye...
Kimi kendinden, gönlünden veriyor eriyerek
Ama iyi niyetini suistimal eden edene...
Kimi bencil,
Kendinden başka kimse umrunda değil.
Kimi hırsız,
Çalıyor diğer insanlardan umarsızca
Pişkin suratlarını yayarak bakarlar etraflarına
Kızarmayan keçeleşmiş duygularıyla birlikte...
Yaşıyor insan olgularıyla ve olamadıklarıyla,
Koşturmacalar, fısıltılar, bakışmalar eşliğinde
Kötüye yormadan hakkında konuşulanları çekiyor sineye
Kimseye kin gütmüyor çünkü bilmiyor o halleri,
Karşılıyor her cefayı, razı olmuş kendine layık olmayanı...
Yaşıyor insan umutlarına haince saldıranların eşliğinde
Aynı kervanın yolcusu, sesi çıkmayanın üzerine atılıyor yükler
Onca çaba onca emek kim bilir ki neyin uğruna...
Beklentileriyle yaşıyor insan, günleri tesbih tanesi gibi sayarken
Bol bol umutlar biriktiriyor durmadan, boşa çıkan hiçe sayılan...
Kırıklıkları saymakla bitmeyen günleri dolduruyor heybesine
Kimsenin yanına kâr kalmayacağı bir dünyadayız nihayetinde...
Yaşıyor insan günden güne eriyerek
Sonbaharda savrulan hazan yaprakları gibi,
Sevdiğinin soğuktan elleri üşüse, içi üşüyecek insanda var
Görmezden gelen, umursamayan insanlarda,
İlgisinden üzerine titreyen, çok değer veren insanlarda mevcut
Ama parçalayan ve hiç acımayan duygusuzlarda yok değil.
Yaşıyor insan kor alevlerde yanarken karşısında mum ateşini görerek,
Tüm prensipleri yerlerde, biçare hüzünlenerek yaşıyor.
Vurdumduymaz dedikleri hallerin sahiplerinin eşliğinde...
Yaşıyor insan kendi halinde günlerini geçirerek,
Son dediğimiz o karanlık yolculuğa hazırlanırken
Kaybolacak anılar, yok olacak hatıraları biriktirmekten de bıkmadan...
Uyanık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder