08 Ocak 2019

Farklı kışlar


Günlerden salı ve kış mevsiminin merkezinde ilerleyen takvimlerin, yeni yılda ki ilk haftasını geride bırakmış bulunuyoruz. Kış deyince akla gelen ilk şeyler herkese göre değişir elbette... 
Kış deyince akla kesinlikle bu mevsimle bir bütün olan; kar, soğuk, güneşsiz kapalı kava gelir ilk etapta bunu kimse inkar edemez. İşin mizahi anlamda da akla gelen bir çok örneği olabilir,,, havuç burunlu kardan adamlar, ponçaklı bereler  katkat lahana sarması gibi giyinen insanların buzlu yollarda pengune benzer halleri kesinlikle vazgeçilmez birer estattanedir mesela. :))) Bunun gibi akla gelecek birçok konu sayabilirim ama bunu bir başka yazımda ele almayı düşünüyorum. Şimdi insanların farklı bakış açılarına deyinmek isterim.

Farklı yerlerde ve şartlarda yaşayan insanların aklına az önce saydığım klişeleşmiş, normal bilinenler gelmeyebilir... Mesela soğuk kış akşamlarında sıcak evlerinde huzurla oturan insanlara sorulduğunda kış gecelerinin ayrıcalıklarından olan kestane gelebilir, havanın ve mevsimlerin durumu ne olursa olsun aşık insanlara sorulduğunda beyazla kaplanmış doğanın romantizmi gelir, sonra şömine ateşinde kurulan hayaller gelir, kimileri akıllarında unutamadıkları ve kışla bütünleştirdikleri yılbaşını, kimileri tatili, kimileri trafiği kimileri kısa geceleri düşünür. Buğulu cama yapılan bir kalbin bile kışla ilgisi vardır bence... 
Kısaca insanlar farklı düşünce yapılarıyla farklı ruh halleriyle şaşırtabilir bizleri... Kendileri için kış deyince önem arz eden ve bir yerlerde hassas noktalarına dokunmuş olayları daha ön planda tuttuklarını görebiliriz aslında. Bence olması gerekende budur. Bir saatin akrep ve yelkovanının gösterdiği kısımlarda bir simgeye ihtiyaç vardır, orada rakam da olur bir yaprak da önemli olan akreple yelkovanın nerede olduğudur. Temsili işaretin neyle gösterildiği çok mühim değildir...

Bir olguyu betimleyeceksek bunun zaman diliminde yerini tesbit etmek anlamında kış mevsimi diyoruz, soğukların belli olduğu, kar yağdığı, kiminin kestane kiminin şömine, kiminin kayak tatili diye tabir ettiği olguların zamanını belirtmek anlamındadır. Mont zamanı yada şort zamanı da diyebiliriz mevsimleri anlatmak için çiçeklerin açtığı, meyvelerin olgunlaştığı ve yaprakların döküldüğü zamanlarda bizim mevsimlerimizi anlatmaz mı sonuçta ???

Bayıldık yine eminim... :))) 

Her duygunun, her olayın tek başına bizi şaşırtmaması gayet normal bir durum haline geldi zamanımızda. Şuan kış mevsiminde soğuğun koyu halini hisederken güneşli bir hava görmek şaşırtsada bunun sürekliliği olması artık kış mevsimlerinin yadırganacak bir olgusu halinden çıkmasına sebep olmaktadır kesinlikle. Üstüne üstlük güneş altında kar yağması hepten şaşılacak bir durum oluşturmaktadır. Sürekli karşılaştığımız ve kış olgusunda kapalı havanın olması gerektiğinin bilincinde iken soğukta güneş olması ve yanında kar yağması işte anlatmak istediğim nokta... Buna dikkat eden ve bunu garipseyen insanlar nezdinde elbette :))

Aslında bu süreklilikle alakalı bir durum ve insanlar alışmak konusunda diğer canlılardan pekde farklı sayılmazlar. Bize tuhaf gelen olağan olayların günbe gün birbirini tekrarlaması ilk başta bize çok tuhaf gelsede zamanla normalleşmeye başlamaktadır. Yani; dünyanın değişik yerlerinde midemizin almayacağı şeyleri yiyen insanların bizim bildiğimiz ve yaşadığımız kültüre göre tuhaf karşıladığımız gibi bir durum bu. Oysa onlara ne kadar lezzetli gelir her çeşit böceğin ve sürüngenin kızarmış halleri... :)))
Alışkanlıklarımız var ve hayatımız boyunca bunların bir çoğu olduğu gibi kalırken bir çooğuda zamanla değişir, gelişir, çeşitlilik gösterir,,, 

Değişen, değişmeyen, huy olan, bağımlılık haline gelen, zamana göre farklılık gösteren, seven, sevmeyen, okuyan, yürüyen, gülen hallerimiz var ve birbirine benzerlik gösterse de herkesin kendine göre değişik bir ruh hali var...

Sevgilerimle...


Uyanık.

Hiç yorum yok: