18 Şubat 2019

Sabah



Sabahları aç kalbe bir kucak gökyüzü...
Sıcak buharı kaçarcasına yükselen sade kahvemin fincanı elimde. Güneş; merhaba demiş bulutlara, mavilikler adım adım gelmekte.
Soğuk hava... Ciğerlerimi dolduruyorum, her nefeste bir vapurun kalkış seramonisi.
Kucakla gökyüzünü, korkma iyi gelecek derler ya güven veren ses tonuyla oysa o mavi gökyüzü bıyık altı gülücükler bırakır hayatın ortasına. Terkedilmiş bir sahil kasabasında olmayı önerirler her yaralı ruha merhem olmak isteyenler ve işin aslı, insan; ruhunu kimsesiz bırakırsa daha çabuk iyileşecegini bilmezler. En olmadı kimsesiz sokaklarda kalmanın hatta sessiz evin ücra köşelerinde yaşamanın iyi olacağını söylerler...
Biliyorum; bu, nefes almak ama ölmemek gibi birşey olur, çare kalmamışsa yaraya en iyi merhemde budur bence...
Şu bir gerçek ki ruh sadece bir kez çıkar bedenden ve terki diyar etti mi bedeni; solgun renklerinde, gökyüzününde, sıcak kahveninde anlamı kalmaz, hayat; tarihe atılmış derin izlerin son imzasını gösterir bize...

Uyanık.

Hiç yorum yok: