29 Nisan 2021
Olgu
Anlamak bir hastalıktır demiş düşünür... Farkında olmak ve bu farkındalıkla yaşamak işkence gibi olsa gerek.
Hüzünlü bir durum açıkcası hayaline gelenler...Zamanın önemsizliğinde; içinde bir yerlerde yer etmiş şahsına münasır özel bir olgunun silinmediğini farketmek, görmezden gelmeye çalıştığın herşeyin tekrar gün yüzüne çıkmasına sebep oluyor. Ve bu durum malesef insanı derinden sarsıyor.
Unutmuyorum ve artık unutmayacağım...
Uyanık.
23 Nisan 2021
Ne yapardım ?
Gözünün önünde olan duyduğun, bildiğin ne varsa korkutur belki de mutluluktan uçurur seni. Derin izler derin yaralar zaman alır iyileşmeye...
Bugün bir cümlenin derin hissiyatında kaldım. Basit bir cümle kisa ve bir o kadar uzun.
Sen olmazsan ben ne yapardım...
iyisiyle kötüsüyle bizi biz yapan bize her koşulda tecrübe sağlayan her kim varsa bir amaç uğruna katıldı hayatımıza. Kimi yüzeysel dokundu kimi en derine yerleşti tüm azametiyle. Bizi biz yapan bize az yada çok her türlü dokunan insanlar değil miydi...
Sizin birilerine söyleyidiğiniz - "Sen olmasaydın ben ne yapardım..." cümlesini birileride size söylüyordur eminim.
önemli olan bu cümleyi karşılıklı söyleyebilmek, karşılıklı hissedebilmek değil midir...?
Uyanık.
22 Nisan 2021
Sahne
Gönlüme yine düşmedi bahar serinliği, maskeler altında gizlenen hüzün var... Farklı dünyaların oyunu sahnede oynanırken neye, nasıl inanacağını şaşırıyor insan...
Uyanık.
08 Nisan 2021
Rutin
Ne gizliyorum yazdıklarımı, ne de herkese gösteriyorum...
Kimse için de yazmıyorum artık düşüncelerimi... Belki ileride şu halimden daha da yaşlı olduğumda bu günlerde yazdıklarımı okur ve okudukça yazmaktan aldığım zevki tekrar anımsarım düşüncesiyle yazıyorum. Bu; geçmiş zamanın tekrar canlanması beni ziyadesiyle mutlu edecek kanısındayım. Çünkü geçmişte yazdığım yazılardan bazılarını okurken yüzüme bir tebessüm yayılmıyor değil hani. Gelecekle ilgili çok fazla ön yargılı olmadığım ve genelde birçok ihtimali düşündüğüm için genelde beklentilerimi de fazla yükseltmemeye çalıştım. Yada inceden içime işlemiş bu beklentilerimin farkında olmadığım için ben öyle düşünüyorum.
Kişisel tecrübelerim neticesinde kimseye bir ispat zorunluluğum olmadığı gibi kimseyi inançsız da bırakmak istemedim...
Biliyorum ki hayatta bir adım attığımda daha mutlu olacağım zamanlar olmadı değil ve halen de mümkün olabilen yerler olsa da o adımları atmayı bir türlü gerçekleştiremedim. Bunlar için belki destek gelmedi, belki bir heyecan hissetmedim belki de o adım için yolum kapandı... Ne olmuşsa olması gerektiği için olmuştur ve binlerce keşkenin; bazen üzdüğü, bazen kederlendirdiği, bazen de inceden hayıflandırdığı zamanlar olmamış değildir hepinize olduğu gibi elbet.
Rutin hayatımı akışına bırakmış, bedenimin küçük çalkantılarda birlikte aheste ilerleyişini seyrediyorum bir köşede...
Hani derler ya " Başını sokacağın küçük bir ev, karnını doyuracağın bir gelir kaynağı ve sevgiyi paylaşabileceğin, seni senden çok seven biri olsun yanında, hayat bundan ibaret diye " işte o mertebede gezen bir düşünce içerisindeyim artık. Biraz deli dolu görünümlü uysal ev kedisi sessizliğinde.
Yine de çok keşke demeden halimize ahvalimize sonsuz şükürler tecellisiyle...
Sevgilerimle.
Uyanık.
02 Nisan 2021
At gözlüğü
Neden niye niçin olduğunu anlamaz ki çoğu insan. Yapar kendi yorumunu en acımasız benliğiyle, hiç empati kurmaz mesela...
Kendi algılarından, kendi bildiğinden ve kendi düşüncelerinden fazla bir yol katetmez, bildiği, gördüğü odur ancak. Küçük dünyasının büyüklüğünden bahseder at gözlüğü takmış şekilde. Hani her koyun kendi bacağından asılır dedikleri durum var ya işte yaptıkları da yapmadıklar da nihayetinde kendine...
Herşey göründüğü gibi olmayabilir bunu unutmamalı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)