22 Aralık 2021

Betimleme

Ne çok betimleme yapıyorum her an üst üste yığılan kelimelerle. Bu bir alışkanlık oldu nedense bende... Sanki hissettiğimi tam anlamıyla aktarmak ister gibi. Oysa her defasında aynı yanılgıyla karşılaşıyorum... Kim neyi nasıl anlamak isterse o şekil anlıyor ve anlamaya devam da edecek. Kimseyi bu yanılgıdan farklı ikna edemediğim gibi kendimi de bu durumu kabul edecek şekilde ikna edemiyorum... Sonra biraz daha vazgeçiş, sonra biraz daha hüzün... Bu birikimler beni bir adım daha uzaklaştırıyor çevremden... Elbet "az konuş", "çok yaz" ve daha "çok düşün" şekline gelen hayatımdan da hiç şikayet edecek değilim. Ancak bu durumlar beni daha da "az konuş" daha da "çok yaz" moduna itmiyor da değil. Bunca zaman keşfedilmemiş yada öyle demeyeyim de gözardı edilmiş, hatta fazla önem arzetmemiş durumların bu denli keyifli olabileceğini geç farketmek üzse de artık bunların tam değerini kavrayabilmenin huzurunu yaşıyorum. Bazı bazı özlem duyduğum farklı şekillerin anıları canlansa da; geçmişin geçmişte kaldığını sürekli hatırlatıyorum kendime. Ne kaybettiriyor, ne kazandırıyor diye sorarsanız birkaç kelimeyle izahatın mümkün olmadığını söyleyebilirim. Keşkeler, amalar şükürler sıralanır peş peşe... Nerede olduklarının önemsizliğiyle birlikte varlıklarıyla huzur katanlar, kaçılamayan mesafelerde mecburi varlıklarıyla huzuru çalanlar... Yaşanılanları kelimelere yerleştirmenin yanında bunlara eklenen duygular bence bu betimlemenin en doğal ve gerçekci halini yansıtır. Herkese göre oranı farklı ve herkese göre değişik seviyelerde anlam ihtiva eder. Kapalı hava diye yazılan bir görsele çok kapalı diye yazılsa da iki yazı arasında hayal edilemeyecek kadar farklı oluşum çıkabilir. Elbet bu değişiklik kişilerin yorumlarıyla ve bakış açılarıyla gerçekleşir. Bu konu düşündükçe karmaşıklaşıyor, farklı bir gün bu konuya tekrar değinmem gerekecek sanırım. Sağlıcakla... Uyanık.

Hiç yorum yok: