11 Ağustos 2017
Mutluluk
Zamanın katmer katmer katlanması mıdır bizi değiştiren yoksa ihtiyaçlarımızın farklılığı mı ? Karanlıkta kalmayı kabullenmek midir huzur, yoksa sabaha kadar bu durumdan dolayı stres çekmek midir ?
Güneşe hasret kalan insanların soğukta kalma durumuyla sıcaklardan şikayetçi olan insanların durumu bana göre aynı. İnsan olduğu her durumdan sıkılmaya yaşanan rutin halden bunalmaya meyilli bir ruh haline sahiptir. O yüzden sıcakta veya soğukta kalan bu insanlar yer değişse belli bir zaman sonra şikayetleri de değişecektir kanısındayım. Bulunduğun durumu kabullenmek ayrı, bulunduğun durumu olumsuzluklarla şikayet etmek ayrıdır elbet. İtiraza ve olumsuzluğa hazır bireyler; her durumda ve her şekilde şikayete hazır olurlar.
Hayat; hep istekler, temenniler, beklentiler içerisinde ilerlemiyor mu zaten ? Her ne olursa olsun biz insanlar maalesef mutlu olmak için pek çok şeye ihtiyacımız olduğunu düşünürüz. Mutluluğu ihtiyaçlarımıza göre ayarlar onlara göre belirleriz ve bana göre mutlutsuzluğumuz; isteklerimizden doğan şikayetlerimizin genel durumumuza yansıması olarak düşünüyorum. Oysa ki mutluluğun kaynağını hiç bir yerde aramamak lazım. Çünkü içimizde, bakış açımızda, düşüncelerimizde bunun çözümünü rahatlıkla bulabiliriz. Mutsuzluk kötüdür ayrıca hastalıklı bir durumdur, rahatsız edici derecede bulaşıcıdır. Mutsuz insan çevresine de mutsuzluk aşılar, güvensizlik, endişe, korku huzursuzluk oluşturur. Küçük bir mutsuz anın sizi ne derece etkilediğini tahmin bile edemezsiniz. Bunun sürekliliği ise toplumları stresli ve hayatta patlamaya hazır birer bomba olmasına vesile olur. Küçük bir ters bakıştan bile kavgalara hatta ölümlere kadar giden büyük tepkilerle dolu hayatın ana temasında mutsuzluk vardır. Sadece sizin mutlu olmanız hiç birşey ifade etmemekte yani anlatmak istediğim. Çevrenizde ki insanların da mutlu olması gerek, onların da gülmesi, onların da neşelenmesi gerek ki sizin mutluluk durumunuz kalıcı bir hale gelsin. Önce kendinden başlamalı insan her birey kendisine neden mutlu olmayayım diyebilmeli... Mutlu olmak için o kadar çok sebep varken mutsuz olmak içinde bir o kadar sebep bulabilir insan. İstediğimiz önemli, herşeyden çok önemli nihayetinde...
Kimsenin gelip sizi mutlu etmeye çalışmasını beklemeden mutlu olmaya başlamalı bunun için önce yeterli gücü inancı hissetmeliyiz ve sonra gerçekten mutlu olmayı istemeliyiz...
Sonrası mı ? Sonrası kolay...
Görebilmek,duyabilmek hatta nefes alabilmek bile bize verilmiş bir lütuf olarak bilip bunun için, sağlığımız için şükürle başlamak... sorasında iyi niyetli bakmak herşeye, önyargıları bi kenara bırakmalı gülmeli, gülümseyebilmeli, sevgi dolu bakmalı etrafa... aherşeye olumlu bakmalı bakmaya çalışmalı. Zamanı, geçen anları iyi değerlendirmeli boşa harcamamalı, kaybettiğin şeyler içerisinde zaman haricinde hiç birşeyin canını sıkmasına müsade etmemeli. Güneşe baktığında son kez görüyor gibi, bulutlarda uçuyor gibi rüzgarın yüzünü son kez okşuyor gibi geçtiğini hissetmeli... Kelebeğin kısacık hayatını ve buna rağmen yaşayabildiğini unutmamalı, her zorluğun, her sıkıntılı durumun ömür boyu sürmeyeceğinin umudunu kaybetmemeli insan... Ne olursa olsun yalnız gelip yalnız gideceğini hatırlayıp paylaşmalı herşeyi çevresiyle...
Baktığın bir manzara resminde kaybolabiliyorsan, dinlediğin bir parçada uzaklara gidebiliyorsan, yaşadığın her anın tadını çıkarmayı başarabiliyorsan senden mutlusu yoktur kanısındayım. Herkes kendine göre mutlu olabileceği durumları bulup bunları, bu anları hayatına yaymalı ve asla kaybetmemeli...
Sağlıcakla,,,,
Uyanık.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder