02 Mayıs 2018

Kayboluş



Kayıtsız anlar, anlamsız boş zamanlar geçer,
Güneş yakmaz, soğuk dondurmaz tüm bedenini,
Müzik duymaz, dilin tat almaz olur zamanla,
Ne gün geceye, ne gece gündüze döner içinde
Bir arafta takılıp kalır ruhun, ölüm mü, yaşam mı belirsiz,
Son bir can havliyle denemeye niyetlenirsin ama
Değil uzanmaya, ağzını açmaya takatin yoktur,
Tutamazsın, kolun kırık, yüreğin prangalarda,
Hoş, ağzınıda açsan diyecek bişey de bulamazsın ayrıca
Sende değildir gözleri, sende kalmamıştır diyeceği,
Bir yabancı, bir yolcudur artık onun bu hali
Perondan kalkan son vapurun dumanı gibi
Ancak izlersin binlerce ton yükün altında
Yavaş yavaş durmaksızın senden uzaklaştığını,
Ağır adımlarla gider dönüp ardına bile bakmaz,
Ve gittikçe senden de birşeyler de götürür,
Sancılı günler, hançer gibi parçalar umutlarını,
Küçülen bedenlerin ayak izlerine düşer yaşlar...

Uyanık.



Hiç yorum yok: