29 Şubat 2020

Ne yapmalı



Parlak ekranın beyazlığına bakıyorum. Kaç cümle kurdum hatırlamıyorum uzun zamandır yazıp sildiğim. Ürperen tüylerim her defasında yazdığım cümlelerin yetersizliğini gösteriyor. Huzurlu günler değil, kesinlikle değil. Katmer oldu kat kat yağan kar misali düşünceler. Neler oluyor insanlara anlamış değilim. İlginç halleri merak uyandıran, öfkelendiren, sinirle dolduran, kendilerine acıyan, korkutan bütün farklı duyguları harekete geçiriyor bende. Üzülüyorum da çokca. Ne yapmalı peki ne demeli nasıl bir yol izlemeli farklı koşullarda ? Biraz daha derin düşünmeli sağlam harehet etmeli yerinde karar vermeli.
Bu sefer demeyeceğim gecenin bir vakti gülümseten o kelimeyi... 

Nihayetinde zaman; yine ilaç misali bekleyip görmeli.

Uyanık.

Çizim 3




Karışık bir gökyüzü,
Bulutlar nemli yeryüzü hevesli,
Ne şimdi bu neyin sebebi,
Yağsa da yağmur eskidi gibi değil belli...

Uyanık.

28 Şubat 2020

Neydi



Yol belliydi... tabii yolcularda öyle.
Peki neydi sebep ?
Neydi bu karmaşa ?
Yol mu uzundu, yolu mu sorunluydu neydi ?
Neydi gece çökerken güneşin hali ?
Neydi adımlarında ki sır perdesi ?
Hangi melodinin notalarında huzur vardı ?
Hangi umudun pazarlığından istemeden kalkılır ?
Ya o rüzgara ne demeli ansızın esen ?
Huyundan vaz geçmeyen dalgalar gibi...
Meçhule uzak değildi kaybolmuş hayaller.
Yok yok...
Yok; bu sesler dinmedi ezelden ebede.
Bir çift gamzeye kim can vermez ki ?
Rüyalar hislerin sonsuzluk sebebi mi ?
Oysa...
Kaç bin kuşun kanadı taşır bilir misin bu yüreği ?
Sorsalar ya kaç deniz söndürür bu ateşi ?
Haykırışlar sessizliği bozuyor mu nerden belli ?
İçine söz dinletemediğin kaç kadran kırıldı ki ?
Zamanın kumları dağınık huzursuzluk içinde
Meçhule uzak değil kaybolmuş hayaller.
Sustum...
Konuşmanın sessizliğinde.

Uyanık.

26 Şubat 2020

Çizim 2





Yazmak kadar güzel, düşüncelerle yoğrulmak,
zamanın su misali akması, bir avuç huzur...
Çizilen değil aslında önemli olan
Çizerken düşünülenlerdir
Kim anlar, kim ?

Uyanık.

25 Şubat 2020

Işaretler

https://youtu.be/kBvTs9UsnM8


İşaretler...

Geçmişin izlerini mi taşır ?
Gelecekten haber mi verir ?

Uyanık.

Aynı




Mavi yine aynı 

Hep dediğim bu benimde, çünkü seviyorum maviyi seviyorum yeşili...
Değişiyorsa o değişiyor zaten farkedilir derecede ben gibi, dünya gibi...
Değişmiyorsa ölsen de değişmiyor, değişmeyecekte neyin teranesi ki bu ?
Bir umut yağacak olsa kar, hemen açıveriyor hava dağılıyor soğuklar,
Tüm kışlar tüm yazlar hep yeni umutları soldurmadı mı hayatımızda ?
Aynı tas aynı hamam goygoya devam dediklerinden kısaca durumlar.
Kapladı yine içimi buruk bir acı... dinmiyor boş odaların yankıları...

Uyanık.


Güneş



Heryer kar olsa, soğuk yüzüme çarpsa ne ki ?
Ellerim donsa, perdem rüzgarla havalansa,
Oysa güneş açmış gökyüzünde sıcaklığıyla...

  Uyanık.

22 Şubat 2020

Çizim




Düşüncelerin resmi diyorum ben bu çizime.
Takvimden birer birer yaprakları kağıda dökmek, her saati, her her saniyeyi...
Biraz birikim, biraz umut, bolca hayal içerisine harmanlanmış neşeyi, sevgiyi, hüznü tüm netliği ile görebilirsiniz...
Bazen tebessüm, bazen öfke içinde tutulan kalemin; arada merak, arada cevapsız sorular içerdiğini de görürsünüz.
Hayat bu değil mi bakana göre, çizene göre ?
Herşey kaybolan zamanın içinde...

Uyanık.

17 Şubat 2020

Belki



Öldüm belki,
Alırken nefesi kaldım cansız bi başıma,
Sen hissettin mi ?
Okurken yitirdim anlamsız kelimeleri,
Sen okudun mu ?
Bakarken görmez oldu gözlerim seni,
Sen gördün mü ?

Sustu ağaçlar,
Rengarenk çiçekler,
Yağan yağmurlar,
Esen rüzgarlar
Öten kuşlar sustu,
Sen duydun mu sustuklarını ?

Belkilerin içinde çırpındı düşünceler,
Yoğun bakımda kalmış nadide anılarım,
Sis bulutunun içinde kalmış çocuk gibi...

Öldüm belki...
Farkettin mi ?

Uyanık.

Merhaba








Merhabasına merhaba,
Nasılsın deyişi,,,
Gülüşü, bakışı,,,
Bir dünya...
Bir güneş...
Dünyanın bir ferdi, bir insanı, bir yaşayanı olabilir ancak kesin güneşin kızı...

Uyanık.

Afaki



Bu şeraitde afaki haller hasıl olacak zannımca.

Uyanık.

16 Şubat 2020

Yaşamak



Çözülemeyen birçok sorun varken daha doğrusu kafayı meşgul eden mesele varken yenileri dur durak bilmiyor...
Her şeye rağmen yaşamak güzel...

14 Şubat 2020

Cevapsız sorular




Neydi o ?
Hangi şiir ?
Nerede güneş ?
Bulutlar nerede ?
Yeşil mi senin rengin ?
Kulaklarında kimin sesi ?
Hatırlanıyor mu o rüyalar ?
Kopan güller mahkum mu solmaya ?
Sırra kadem basan saf duygular gelir mi geri ?

Uyanık.

Anlam



Günün anlam ve önemi...
Boş bir vazo,
Eski ve yırtık bir hediye kutusu...

Amin



Her günün sonunda güzel bir dua süslüyor hayallerimi,
Ve
Her dua sonunda eklerim diğer günlerde ki gibi aminleri...

Uyanık.

13 Şubat 2020

Yorgunum



Yorgunum...
Gün gibi güneş gibi.
Gün bitiyor, güneş gidiyor
Yorgunluk baki kalıyor...

Yol uzun, yol mistik, yol umutsuz
Islak zeminden yansıyor ışıklar...

Sakince süzülen bulutlara yüklüyorum günden geriye kalanları,
Özlemle, hasretle...

Ya gece ?
Ya yarın?
Bilinmezliklerle dolu.

Yorgunum...


Değer



Ucuz  denilen o değersiz tabir yakışıyor,
Artık beş para etmez de denilse yeridir...

Uyanık.

12 Şubat 2020

Keşke



Keşke zamanı geri almak mümkün olsa...
Keşke güneş birkaç sefer daha az saklanmış olsa dağların ardına.
Birkaç saat, birkaç gün, belki birkaç yıl ihtiyacımız olan.
Bulutları salsak gökyüzüne bir daha bakmasak kaybolmasalar hiç ordan,
Ama mavi gökyüzünü de görsek, güneşide, yağmuruda, karıda, geceyide...
Hiç doğmamış olmak mümkün olsa keşke, hiç nefes almadan vazgeçebilmek bu dünyadan...
Yok olup gitmek, gün yerine sığınmak ağaçların dallarına, karlı ovalara,
Süzülsek bir kuşun kanadında, uzansak ruhumuzun varoşlarına,
Yansak hiç bitmeyecek yangınlarla birlikte, sonra kül olup sönsek, yok olsak...
Böylelikle huzuru bulsak hiç kırılmadan, hiç kimseyi beklemeden,
Kimsenin dünyasını karanlıkta bırakmadan, hayalini yıkmadan.
Kimsenin, hiç kimsenin...
Fark bile edilmeden göçüp gitmek, sessizce hıçkırarak,
Ruhumuzu dolduran nağmelerin eşliğinde
Sözlerimizle, sitemlerimizle...

Uyanık.

11 Şubat 2020

Belki



Bir umuttu...
Ufak, minik, küçücük...
Görmeseydi gözler,
Sezmeseydi hisler,
Belki...

Uyanık.

10 Şubat 2020

Yine



Ne değişti dünden geriye ?
Aynı kesif hava, aynı güneş gitti yine.
Ne değişecek bu günden yarına ?
Aynı kesif hava, aynı güneş gidecek yine...

Uyanık.

Okumak



Günün en sevdiğim zaman dilimi; ya günün ilk anları yada günün son anları oluyor. Tıpkı seyretmeye doyamadığım güneşin merhabasıyla vedası gibi... Benim saatimin güneşle alakası yok elbet. Güneşin bizden en uzak olduğu, saatin gecenin yarısını gösterdiği, sessizliğin kulaklarıma bir avuç huzuru fısıldadığı, uzaklarda göz kırpan şehrin ışıklarına kendimi kaptırdığım ve kahvenin farklı bir tatda damağımda dolaştığı saatler oluyor...
Şuan kendi kalp atışımın cılız sesinin soğuk havaya karışıp gitmesini seyrediyorum biraz titreyerek. Her gidişte benden de birşeyler götürüyor, hissediyorum.
Gözlerim yine yorgun... Uykunun esamesi yine yoklukla yarışıyor. Bir kitap daha biter mi bilmem bu gece. 
Zamanın ansızın durmamasına içerliyorum tüm kalbimle. Akıp giden ama bir türlü sonu gelmeyen derenin suları gibi düşüncelerim. Ne çok anı, ne çok keşke sürükleniyor derenin parlak taşlarına çarpıp... Gece uzun nasılsa.

Aklıma okuduğum bir yazı geldi günün muhasebesini yaparken...

Okumanın ilk evresinde ukala olurmuş insan, herkesi cahil kendini alim zannedermiş. İkinci evrede suskunlaşırmış, çok şey bildiğine inanırmış hâlâ ama öğrenecek çok şeyin olduğunu idrak ettiği için daha çok okumayla meşgul olurmuş. Üçüncü evrede ise kendini cahil bulur, doymayan merakını gidermeye ömrünün yetmeyeceğini idrak edermiş. Bu evreye ulaşanlar hakikatte bilgedir fakat kendini o mevkiye koymayacak kadar da tevazu sahibidir. İmamı Azam Ebu Hanife'nin dediği gibi "Bilmediklerimi ayağımın altına almış olsaydım başım göğe ererdi." 

Ne çok eksiğimiz var, ne çok kayboluşlarımız...
Ukala benliğimi terbiye etmeye çalışıyorum her fırsatta, hızla akan zamana meydan okuyarak. Üçüncü evreyi ömrümün kifayet etmeyeceği bir hayal olarak görüyorum ancak ikinci evreye ulaşmak emelindeyim. Kısmetse...

İyi geceler.

Uyanık.

09 Şubat 2020

Gece



Gecenin; derinden gelen, ruha dokunan ahenkli melodileri var...

Uyanık.

08 Şubat 2020

Tercih



Mevsimleri yaşamak bizim tercihimiz elbette...
Soğukta yaşamak yada sıcakla hayatını devam ettirmek isteyebilir insan. 
Ve insan donuk saf halinden tercihleriyle renklenir...

Ötesinde kalmakla kalmamak arasında tercihler haricinde etkenler de vardır.
Bir akışın parçası olamıyorsa insan; ötesinde kalmayı kendisi tercih eder... Yada itilir !
Eğer istemsizce sürüklenmişse bu yola, koşmayı yürümeye, yürümeyi kalmaya hedef belirler.
Ötesinde olmayı seçmemiş ama bir şekilde ötesinde ise yarışmaktan vazgeçmiştir belki... Bilmiyorum...

Ötesinde olmak neydi ?
İçinde, yanında, çevresinde, ilerisinde, gerisinde, ufukta, yamaçta, aklında hayalinde değil... Ötesinde...
Farklı bir boyutta farklı bir zaman olmasa da ulaşılmazlarda...
Ötesinde işte çoook ötesinde...

Umuda sarılan ruhun inanılana güveni gözlerin uzaklara dalışı, inanılmayana çıkan ustalık becerisi...
Bir duaya sarılmak, onunla bütünleşmek...
Yaşamanın mucizesi.

Size tavsiyem odur ki;
İçinizde tebessüm oluşturan, hislerinizi heyecanlandıran ne varsa, kim varsa,
hangi melodi olursa ve gökyüzü hangi rengini size yansıtıyorsa,,,
zaman, mekan düşünmeden açın onlara kapınızı...
Sizi öteleştirenler anlamalı suyun dinlendiren dingin huzurunu...
Ve anlamalılar güzelleşmeleri gerektiğini...

Nerden mi biliyorum ?
Çünkü ben bunu, yüzüme kapanan kapılar sayesinde, ötelendiğimde öğrendim...

Uyanık.

07 Şubat 2020

Yoksa



Ne diyorum ? 
Ne dediğimi ben biliyorum.
Ne hissediyorum ? 
Ne hissettiğimi ben biliyorum.
Ne duyuyorum ?
Ne duyduğumu ben biliyorum.
Ne demişim, ne duymuşum, ne hissetmişim meğer ?
Eski bir kitabın arasında kurumuş gül yaprakları gibi,
Kokusunu derin derin çekip geçmişe gem vurmak gibi,
Oysa...
Kitap mı anlamlı gelir altı çizilmiş cümleleri okurken yoksa kurumuş gül mü geçmişe götürür benliğini ?
Anısı olan bir melodi mi dokunur yoksa en derinlerine...

Sevgi ve muhabbetle...

Uyanık.

Huzur



Huzur geldi... :)

Gelsin



Kendini belli eden bir kırgınlık hakim birkaç gündür. Ne hastasın ne de iyi, ayakların dermansız, başta hafif ağrı, arada gelen göz yaşarması, birkaç hapşuruk ve öksürük...
Uyanmışsın ancak birşey düşünemiyorsun gibi birşey bu,,,
Bakıyorsun ancak boş boş bir bakış donuk, mat duygusuz...
Saldırmaya hazır bir hastalığın uyanışları var sanki olağan durumda. Gelsin bakalım gelecek olan, kabulumüzdür, Neye yok dedik neye olmaz dedik ki zaten...

Uyanık.

06 Şubat 2020

Yanlış



Yanlış yapmak, hatalı olmak başka, yanlış anlaşılmak başka...

Bir zaman geçtikten sonra insan çabalamayı bırakıyor, kendini ifade etmek yoruyor, bunca zaman anlaşılmamışsa bundan sonra yanlış anlaşılmaları izah etmenin de bir anlamı kalmıyor. Artık kim neyi nasıl anlıyorsa doğu da olsa yanlış istediğini anlayabilir diyor insan. Kimseye kendini tanıtamamış, bundan sonra da tanıtamayacağının garantisinde kendi kabuğuna çekiliyor insan... Herşey kişilerin anlayışında bitiyor kesinlikle.

Uyanık.

05 Şubat 2020

İmkan



Ne kadar garip oluyor gözünü ayırmadığının gözüne bakamadığın zamanların olması,
Hiç tahmin eder mi insan böyle bir durumu, hiç bile bile lades der mi hayatına ?
O yüzden içinizde ateş varken, imkan varken, zaman varken doya doya yaşamalı,
Dost olduğunla düşman, düşmanınla dost olmanın garipsenmediği zamanlardayız...

Uyanık.

Özledim.



Özledim...
Özel olan o anları,
Zamanın durduğu,
Mutlu, huzurlu sadece bizim olan o anları...


03 Şubat 2020

Tecrübeler



Tecrübeler...
Günler geçiyor durmaksızın,
Peki hayat bana, size neler öğretti ?
Neyi ne kadar anladınız,
Nerden ne kadar nasibinizi aldınız,
Kime ne verdiniz,
Neyi idrak ettiniz,
Kimde ne kadar oldunuz,
Kime ne kadar doldunuz ?
Çok uzaklara, çok gerilere gitmeye gerek yok sadece bu yılı bir düşünün. Düşünelim...

Bu geçtiğimiz yıl elbet bende birşeyler öğrendim, bende öğrenmeye mecbur edildim...

Siz düşünün bende kitabimin son sayfalarını bitireyim sonra tecrübelerle ilgili konuşuruz yine...

Uyanık.

Sanki



Olur mu sizin de öyle durduk yere giden nefesiniz ?
Adını koyamadığınız içten gelen bir sıkıntı,
Hiç şiirlerin mısralarında kayboldunuz mu ?
Yarınları dünlerden daha fazla özlediniz mi ?
Sanki yaşımız çok ilerlemeden ölecek gibiyiz
Aklımızda, kalbimizde, hayalimizdekilerle...

Uyanık.

02 Şubat 2020

Değil



Uzak değil,
Görebiliyorsan...
Hissedebiliyorsan...

Zor değil,
Anımsıyorsan...
Unutmuyorsan...

Uyanık.

01 Şubat 2020

Merak



Herşey çok açık görünüyor artık.
Endişeye ve meraka ne gerek var ki ?

Uyanık.