31 Ekim 2020
29 Ekim 2020
Zenginlik
_Evet hem de çok dedim.
_Nelerin var yatın katın paran;
_Güldüm..
Onlara sahip olmak mı zenginlik dedim,
_Başka ne olabilir ki dedi...
_Mesela ellerim tutuyor ayaklarım yürüyor, gözlerim görüyor, dilim dönüyor...
Sevdiklerim var, sevenlerim var,
İdeallerim, kaygısız aşım ağrısız başım var..
Kedim, müziklerim, şiirlerim ve beni ben olduğum için seven harika dostlarım var...
Aç değilim açıkta değilim,
Kendime yeteri kadarına sahibim...
İyi insanları seven, kötüleri ret eden, kötülüğü lanetleyen bir yüreğim,
Sevgiyi saygıyı adabı bilen,
Vicdanıyla merhametiyle hareket eden şeytanlığa çalışmayan bir aklım var...
Başka da bir şeyim yok bu dünyada,
Gerekte yok galiba fazlasına,
Yetiyor bunlar bana.
Ben kendimi hem mutlu, hem içi huzurlu hem zengin hissediyorum...
_Bunların olmadığı yerde para pul mal mülk olsa ne olur diyeyim mi sana,
Onlar sana bakar,
Sen onlara, hepsi o kadar.!!
Huzurla...
Uyanık.
28 Ekim 2020
Hiç
Sessizlik...
Sanki kuytuya saklanmış gece,
Gece...
Günün kara simgesi...
Geceye adını veren sessizlik...
Gözlerini usulca kapatıverince anlar mı insan ?
Anlar mı saatin yersiz durduğu o boş anı ?
Yüzüne koyamadığın o büyük gülümsemenin hasretinde,
hangi çığlığa rastlamalı kimsesiz sokak köşelerinde...
Hangi şapkadan çıkacak sanırısın beklenen umudu ?
Hangi minik tavşanın rakamlarında beklersin yolunu ?
Yorulduk...
Neydi o suskunluğun bitmeyen matemi
Ya o kaldırımların kuru yaprakları
Bulutlarda taşmaya yakın seller
Yorulduk hep beraber basit aşkların seyrinde
"Hiç"'lik miydi göğe yükselttiğimiz hani,
Ah o "Hiç"'lik...
Uyanık.
Hiç'lik
Gece...
Gün,
Geceye,
Usulca gözlerini kapatıverince anlıyor insan!
Burnunun direğinde derin bir hasret sancısı,
Yüzünde kocaman bir palyaço gülümsemesiyle,
Açlık desen değil, susuzluk desen hiç değil.
"Hiç"'lik yok mu , ah o hiç lik...
21 Ekim 2020
Söz
Mevlana'nın bir sözünü düşünüyorum yine...
Bu cümlenin derinliğinde kayboluyorum. Elbet zamanında yaşanmışlıklarla dile getirilmiş diğer binlerce söz gibi günümüzde de hayatımıza ışık tutan ve yıllar geçse de canlılığını yitirmeyecek anlamda cümlerden biridir. Bu; her günün sabahında yaşadıklarımızla, gördüklerimizle ve hissettiklerimizle harmanladığımız gibi, yaşantımıza da büyük ölçüde aktarabileceğimiz, tavrımızı, kişiliğimizi, karakterimizi şekillendirdiğimiz anlamlı değerlerden biridir. Büyük düşünürlerin özellikle bu güne gelmiş sözlerinde mutlaka derin anlamlar saklı olduğunu biliyoruz.
" Kalp denizdir dil de kıyı. Denizde ne varsa kıyıya o vurur..."
20 Ekim 2020
Güven
Mevsimler gibi değişebilen insanlar arasında kaldık. bir bulutun bıraktığı yağmur zamanı kadar haysiyet sahibi bir rüzgarın estiği kadar karakter, bir kuşun çığlığı kadar merhamet beslediğine şahit oluyoruz günler içerisnde. Bunu görmek şaşırtmasa da beni bu duruma çabuk alışan insanlar hayrete sokuyor beni. Hani derler ya üzüm üzüme bakla baka kararır işte toplumların yavaş yavaş yok olması ve insanlığın her adımda yeniden ölmesi tamamen buna denk gelmektedir.
Kendine dokununca özgürlükçü, zengin olunca bencil, acıkınca yaygaracı, herkes gibi olmak isteyince millici olanların çoğunluğuyla dönüyor dünya. Bu gidişatta toplumdan uzakta olmak sonsuz güveni de beraberinde getiriyor kanımca...
Selametle...
Uyanık.
18 Ekim 2020
Derin
Mahrum mu yoksa mahzun mu kalmak etkiler ?
Haydi düşünelim şimdi gözümüzü tavana dikip sessizliği dinlerken bu sözün derinliklerini...
Uyanık.
16 Ekim 2020
Malumat
Ne çok malumat yüklüyoruz kellelerimize... Hem bunlar sadece bildiklerimizden mütevellit mevzular oysa. Ya birde bilmediklerimizi düşünün ne çok dert var dertten bile sayılmayacak kısa hayatımızda...
Uyanık.
13 Ekim 2020
Huzur
Kesinlikle bulunulan yerin huzurla doğru orantısı var...
Nasıl dogada mükemmel bir manzara derinden etkilerse bizi zamanında yaşamış evliyatullah mekanında da duadan huzur buluyoruz.
Feragat
Bir akarsuyun sesinin kesilmesi mümkün müdür ? İnsanın elinden, kolundan feragat etmesi gibi bir durumdur bazı kararlar. Hem maddi hem manevi denilen olgunun yoğun hissedilmesi gibidir vazgeçmek. Hem alışkanlıklardan öyle kolay kurtulamıyor insan...
Uyanık
12 Ekim 2020
11 Ekim 2020
10 Ekim 2020
Papatyalar
Hangi zamanın borcunu ödüyoruz her nefeste ?
Tutuklu kalmış hayallerimizin kanatları kırık,
Terk etmeli mevsimi, terk etmeli bu atmosferi,
Zamanını dolduran ama artık solan papatyalar gibi...
Uyanık.
09 Ekim 2020
Birikmişler
Serin akşamın mistik kokusunda sörf yapıyorum elimde düşmeye hazır birikmişlerle...
Uyanık.
08 Ekim 2020
Yağmurlar
Yıldızların da vardı zamanı, ayın da, güneşin de,
Hatta mevsimleri takip eden yağmurların bile vardı zamanı...
Islanmayınca farketmiyor artık neyin hangi zamanda olduğu...
Uyanık.
06 Ekim 2020
Sabır
Ansızın çöken ıssızlık,
sabahın kerahat vakti
Gözlerden uzak bir rüya
Yorgun ıhlamur kokuları
Tutulan nutuk kapanan dimağ
Sabır tecellisi sineye feda...
Uyanık.
05 Ekim 2020
04 Ekim 2020
saf
Kenara çekilmiş izliyorum hayatı, insanları, doğayı,
Ne kadar ucuz, basit ne kadar aciz mahluklar olduğunu,
Oysa saksıda ki bitkilerin yaşayıp sadece yaşattığı,
Saf ve temiz enerjiyle beraber umutla dolu olduğunu...
Uyanık.
03 Ekim 2020
Oyun
Sonuna bakmadan kafa tutmak uçan bulutlara,
Özgürce yaşamanın son safhasında.
Deli yağmurları bekliyor bitap gönlüm,
Hayat dediğin aciz bu büyük oyunda...
Uyanık.
02 Ekim 2020
Kişilik
Sonbahar geldi ne seven kaldı ne seviyorum diyen,
Göçmen kuşlar gibi uzaklara kanat çarpıp gittiler...
Kendileriyle birlikte tüm sahteciligi de götürdüler
Beş para etmez yürekleri, karaktersiz kişilikleriyle...
Aslında yalanlarla dolu insanoğlunun ders alması gereken en daha çok şey var aslında.
Uyanık.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)