Yaylım ateşinde kalmak gibi sanki... Bir yandan akıl diğer bir yandan kalp çekişiyor her bir dakika. İnsan hiç kendi kendini ateşe atar mı ? Atıyor bazen... Belki de hayat uçurumun kenarına itiyor kara deliğin çekimine yakalanmışcasına. Belki de korktukları başına geliyor insanın istemeden. Sürekli akıl haznesinde dolaşan düşüncelerin bir gün vuku bulacağı tutuyor işte maalesef... Tarih yine, yeniden tekerrür ediyor sanki... Bu filmi fragmanıyla beraber izledim diyorsun uzun soluklu bazen rutin bazen stresli çoğunluğu mutlu ama sonrası hüzünlü sona eren bir film... Yine de karşı koyamıyor insan bu çekime,,, olduğundan bir adım geride göremiyor kendini. Bir sokak lambasının oluş amacı gibi belki bunun için yaratıldığını düşünüyor. Bir tesadüfler silsilesi neticesinde huzur götüreceği, belki hayatına dokunacağı insanların serzenişleriyle çağrılıyor... Saniyelerin saatlere döndüğüne şahit oluyor gün geçtikçe. Yetmiyor kimi zaman, akreple yelkovanın birbirini kovalamasına darlanıyor, kalkıp durdurmak istiyor zaman geçmesin diye. Bazen de gece yatağa girmiş gibi bir an önce sabaha ulaşmayı arzuluyor.
Neyin, kimde, nerede, ne kadar olduğunu tespit etmek mümkün değil ki...
Olanlar, olmuşlar, olacaklar... Hangi dini ritüeli yaşıyoruz bilmediğimiz. Adını koymadığımız çocuklar gibi yeni düşünceler doğuruyoruz aklımızdan. Yaşaması yada yok olması bir muamma oluveriyor her şey... En güzeli bu an... En güzeli nefes alıp verişimizde geçen o milyon saniyeler...
Sonrası...
Tarih hep tekerrür eder atasözünün ispatı...
Sevgilerimle.
Uyanık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder