03 Ağustos 2016

Gün batıyor

  Gün batıyor. Gökyüzünde kızılla mavi birbirine karışıyor.Deniz alabildiğine uzanıyor önümde. Bir teknenin sesi geliyor uzaklardan kendisini seçebilmek zor henüz. Kim bilir ne umutlar taşıyor içindeki insanlar.
Ne yılgın bir günü tamamlamak peşindeler belkide. Birazdan o da kayboluyor güneşin yavaş yavaş denize indiği gibi...

Yalnız değilim; sahildeki kayalıklara çarpan dalgaların sesleri duyuluyor. Mavinin huzuru var içimde. Kızılın egzotik görünümü sarıyor etrafı. Birden denizin hafif yosun kokusuyla birlikte, esen havayı içime çekiyorum çekebildiğim kadar.
Yaşamak bu diyorum bağırmak, haykırmak geliyor içimden ama tutuyorum kendimi, sessizlik bozulmasın diye.

Bir gün, bir gün nasibimse yârim ol gel diyordu radyodaki parçada ve biz hep birlikte bu anı yaşıyorduk.
Sahildeki kayalıklara çarpan dalgalar, hafif esen rüzgar, denizin kokusu, biraz mavi biraz kızıl gökyüzü... Hepimiz dinliyorduk bunu ve gözlerim ufuktaydı.


Güneş  kayboldu denizde, geriye kızıllığın parçalı bulutlarda ki o güzel yansıması kaldı. Büyüleyici manzarada dalgaların sesiyle seramoni yapıyordu adeta. Huzurun ilmik ilmik içime aktığı anlarda ufuklar belirginliğini kaybediyordu. Mavilik karanlığa büründü ve gün bir sonraki sabahı yaşamak için sona ermişti.

Hiç yorum yok: