19 Eylül 2019
Kapı çaldı
Kapı çalıyor yine…
Hüzün geldi…
Öyle durduk yerde gelmez bilirim, elbet vardır bir sebebi…
Bazen uykusu kaçar insanların ve düşünmek zorunda kalırlar çoktandır görmezden geldiklerini… Bazen görmezden gelinmenin acı kabullenişini tekrar tekrar hissederler bir sızı gibi... Bir gün bitmiştir, başka bir gün henüz başlamamıştır. Saat tam da zamanın arada kaldığı yeri göstermektedir.
Uyuyamayacağını bile bile yatağın içine girmek kadar umut kavramını karşılayan başka bir eylem daha var mıdır acaba? Sağa dönsen gelecek, sola dönsen geçmiş çıkar karşına… Tavana bakmaya korkarsın… Uyuyabilmek adına saymaya başladığın koyunların yüzleri değişir bir süre sonra, hepsi de zamanında hayatına bir şekilde girmiş olan insanların yüzlerine dönüşürler… Dehşetle açarsın zorlayarak kapattığın gözlerini…
Tam da gecenin üçünde gelir bütün sorular beyinlerinin o ince kıvrımlarına. Acabalar ve belkiler ziyaret eder ilk olarak seni, onları keşkeler takip ederken huysuzlanırsın biraz… İyi ki çıkar sonra karşına, avutursun kendini…
Hayat öyle karışık bir olgu ki, ne uyumana izin verir ne de uyanmana…
Ömrünü geçirirsin düşünceli davranarak… Üzerine titrediklerinin tersinde kalırsın, giden nefesin, giden sesin, giden senden olur... Sonra dönüp bir bakarsın geriye, ne işe yaradı diye…
Koca bir boşluk…
Güzel bir söz denk geldi bugün internette gezinirken:
“ASLA BAŞKA İNSANLAR ÜZÜLECEK DİYE KENDİNİ ÜZME, SEN KALDIRABİLİYORSAN ONLAR DA KALDIRIR”
Nokta, bitti, imza…
Kusura bakmayın, kapı çalıyor yine, gece geldi hüzünle, dertleşeceğiz biraz…
İyi geceler...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder