03 Eylül 2019

Savaş



Efkarım başımda duman...

Radyoda hafif parazitlerle beraber duyduğum türküde böyle diyordu sanatçı,,,
Uzaklara yolluyordu rüzgara katıp içinde ki derdi, tasayı. Belki ulaşacaktı belki havaya karışıp yok olacaktı kim bilir ?

Bugün yazmak istiyorum,,,
En derin hücrelerime kadar aktarmak istiyorum boğazıma kadar gelen kabarmaları..
Bugün yazmak istiyorum, Sarhoş olmuş bir ayyaşın yalpaladığı gibi adım adım kalemimle çizmek istiyorum gidemeğim yolları.
Dile kolay yılları acılarla harmanlanmış tütsüler gibi göğe yükseltip bulutlara ulaştırmak istiyorum.
Kelimelerle savaşmak; oluşlara, olmayışlara Marta, Hazirana en çok da Eylüle ithafen yazmak istiyorum...

Derdim; içimi kemiren asi cümlelerin peşine düşüp, fırtınalarla karşılaşmak değil...
Derdim; meyvelerini tüketmiş ağaçların sararan yapraklarıyla yığınlar oluşturmak da değil...

Derdim; umutların peşine kayıtsız sarılıp, rüyadan uyanan çocuğun boş avuçlarına bakıp bilyelerim diyerek ağlaması gibi kaybettiğim umutların yoğunluğunu kelimelere dökmek...

Derdim; vadiye serpiştirilmiş solmamaya kararlı binlerce papatyanın kokularında güneşe yüzümü dönüp, çığlık çığlığa haykırmak ve papatyaların her yaprağıyla dertleşmek bugün niyetim...

Poyraza kapılmış ağaçların kıvrak hareketlerinde huzuru arıyorum bugün,

Mavinin gökyüzünden vazgeçtiğinden bu yana, rengini yitirmiş bir dünyada kaybolma savaşı veriyoruz... Hepsi bu... 

Uyanık.

Hiç yorum yok: