31 Mart 2023

Işık



Ansızın doğan bir ışık, karanlığın varlığını yok sayıyor. Oysa ışığın varlığı aynı olsa da bulunmuş olduğu karanlıkta daha net anlaşılıyor...

Uyanık.

16 Mart 2023

Acı



    Acı; bazen istemesek de elimizde kalan tek şey oluyor ve sevilir hale geliyor. Gördüğün güzelliklerin sevdiğinle paylaşamamanın verdiği burukluk bile mutluluk verebiliyor bazen.

   Zamanın iyileştiren etkisi, bu kısımda kendini gösteremediği de aşikar ortada sonuçta. Oysa her şeyin ilacı konumunda başrolü daima kapmıştır ama kimse bilmez bir figürandan öte gidemeyeceğini... Arada bir mesafelerin hüzün veren etkisi aklıma geldiğinde; bu kederin beni içten içe küçülteceğini, kendi içerisinde boğacağını sanıyorum... Kalbim eriyip gidecekmiş gibi ama öyle olmuyor. Ne öyle oluyor ki zaten o da ayrı bir konu... Tarifi caizse nefesin kesiliyor ama ölmüyorsun. Boğazına ip geçirilmiş idamı bekleyen idam mahkumunun yaşadıkları çıka geliyor zaman zaman... İçimde tarifi güç boşluklar açıldığını hissediyorum... Uğultulu, anlamsız bir sessizliğin girdabı yutuyor dünyanın her türlü sesini. Elin kalkmıyor ulaşabildiğin yerlere, tutunamıyorsun ama düşmüyorsun da... " Amakî hâyâl " denilen o boşluğun o araf noktasının tam ortasında debeleniyorsun resmen... Bir çok harabenin içerisinde odalarını hiç keşfedemediğim binalar geliyor üzerime, ne durdurmak istiyorum ne de kaçmak. Öylesine bir vazgeçiş haline bürünüyorum ki ruhsuz boş boş bakıyorum ceset gözlerimle...

    Sonra...
    
    Bir yudum kahve daha alıyorum ve derin bir nefes dolduruyorum ciğerlerime yıllardır buna hasret kalmışım gibi. Nihayet bu hamle dünyanın keşmekeşine dönmeme yardım ediyor her sabah tekrar tekrar...
    Günaydın her acıyı kabullenenlere, Günaydın bunlardan bi haber vesile olan herkese, Günaydın unutmayanlara, unutturmayanlara, Günaydın kahvenin hatırına sonsuz daim olanlara...

Uyanık.

13 Mart 2023

Kalabalık



        Olmayacak şeylerin keşfini gerçekleştiriyoruz. Belki aklımıza gelmemiş hatta gelmişse bile "- yok yok olmaz böyle " diyeceğimiz şeylerle karşılaşıyoruz hayatta. Kimini neşeyle kimini hüzünle kimini de tabiri caizse apışıp kalarak tesadüf tecrübe ediyoruz. Belki yaşın verdiği olgunlukla yada hayatta bizim için değerli ve önemli şeylerin kayıplarından dolayı sakin karşılıyoruz genelde,,, yani ben öyle yapıyorum diyeyim. Bu demek değil tabiki etkilenmiyorum ama iş göründüğü gibi değil kesinlikle. Kimseye göstermediğimiz, göstermeye çekindiğimiz göz yaşlarımız oluyor... Hayat hiç birimize tos pembe bir rüya gibi değil elbet herkesin kendi derdi kendi meşguliyetleri bulunuyor düşündükleri ve yaşadıkları içerisinde...
    Uzaktan sevmeyi, özlemeyi tecrübeyi ediyoruz her geçen gün. Yerimizde otururken gönlün akıp gittiğini hissediyoruz. Filmlerde hani olur ya kahraman binbir şey yapar ama bunu seyirciden başkası görmez, işte öyle durumlar gerçek hayatta unutulmuşluğun izlerini taşıyor. Boşvermişliğin silmişliğin ulaşılmazlığın bir diğer adı çıkıyor ortaya. Oysa görünenin aksine koca bir dünyayı sırtlanmak gibi herşeyi tek başına yaşamak. Aldığın nefesin tek kendine ait şekilde almıyorsun, gördüğün manzaraları anlatamasan da tek kişilik görmüyorsun aynı gökyüzünü paylaşmasan da beraber bakabildiğini hayal ediyorsun çoğunlukla. ( devam edecek )

04 Mart 2023

Eskiden



    Çok eskiden karaladığım yazılanlar içerisinden bulup çıkardığım bu taslak halinde kalmış yazıyı gördüm. Neden, niye, niçinlerini düşünmeden okuyorum satırları. 

    Kentsel dönüşüme uğramış, biraz köhne de olsa tatlı küçük hayallerinin yerini kötü görünüşlü beton yığınlarının doldurmuş hep. Neyse... Sen bu yazıyı okuduğunda beni çoktan terk etmiş olacaksın sevgili. Çünkü yüreğim her güzel mutluluk gibi bu mutluluğun da bende kalmayacağını biliyor. Daha da kötüsü, senin yüreğinin bunu taşıyamayacak kadar korkak olduğunu, kolayı seçeceğini biliyor. Hayatın korkakların yanında olmadığını bilsek de bundan vazgeçemiyoruz ki... Peki bildiğin halde neden yanımdasın diyeceksin... Çünkü yüreğim bir yandan kanarken diğer yandan senin şu küçücük zamanda kocaman doldurduğun sevgine muhtaç. Belki sende; içinde eksik olan bu boşluğu doldurmak için vardın. Eminim ki buna ulaştığında, eminim ki daha fazlasına ulaşamayınca her şey son bulacak.
Farkındayım günün sonu mutlaka geceyle örtülüyor... Ben, gerçekleri kabul edemeyecek kadar sevgiye aç ve önünü gördüğü halde dikine giden körün biriyim. Birkaç yıla birkaç ömür sığdırmaya çalışan, tesadüflerin karşılaştırdığı yabancılar olmaktan öteye gidemeyeceğiz biliyorum... Ben; sevilen ama terkedilenim... 
    Ben; artık yüreği sevgiye aç olmayan biriyim ve öyle hayatıma devam edeceğim...

Uyanık.