22 Mayıs 2024

Yanmak

 


    Aşksız olma ki ölü olmayasın,

Aşkta öl ki diri kalasın... demiş Mevlana Celalettin Rumi 


    Neye, nerede, nasıl ? diye düşünüp yorma kendini o kendini de bilir zamanını da... Anlatmaya da kelimeler yetmez yazmaya da... Hislerin her bünye de farklı etki yapması her insana farklı şekilde tesir etmesi gayet normal bir durum olsa gerek ama yine de anlatılamayan hislerin insan üzerinde bıraktığı etki yakın seviyelerde oluyor. O yüzden; 

    Ben ol da gör... demiş büyük düşünür kelimelerin yetersizliğinde...

    Sürekli eskimeyen her günün taze kalen tek düşüncesi varsa eğer; Anmak, yanmak ve bunlar olurken şikayet etmemek neye delalet eder ki ? Her gece uyurken son akla gelen, her sabah uyanınca ilk akla gelen şey aynı ise işte yanmaktır. İşin bu noktada şikayet edilmemesi ve acıtsa da dahasının istenmesi garip değil mi sizce de ?

    Gökteki yıldızların yanında parlayan kocaman dolunayın aydınlattığı yeşil ovanın , dağ eteğinde ki büyük çınar ağacının altında sanki dünya da başka kimse yokmuş gibi yapayalnız kalmaya benzer bu. Bilen de bilir yaşayan da unutmaz... Unutmamalı da... 

Uyanık.



Hiç yorum yok: