25 Nisan 2017

Huzurlu olmak

Her gün gibi bugün de yine birçok gariplikle karşılaşma ihtimaliyle güne merhaba dedik. En garibi de zaten bu ihtimalin olma olasılığı değil midir hayatımızda ?
Gün be gün değişkenliklerin önüne geçemeden yaşamaya devam ediyoruz kısaca. Mutlaka benzerlikler ve kıyaslamalar yapmışızdır hepimiz eskiye dair farklılıkları düşünerek, Bu değişkenlikleri görüp hayatın her anına, her durumuna müdahale etmek istemek ama elinde olmayan, müdahale edemediğin birçok şeyi de görmek yorar insanı...

Bana göre bu, hiç anlamadığın, içini bilmediğin bir aleti sökmek gibi gelir. Meçhuldür sonu... Ya tamir edersin ya da daha beter bozarsın. Olmadı söktüğün gibi takarsın geri, sadece tecrübe etmiş olursun. Hayatta böyledir diyeceğim ama o biraz farklı işte, eline alırsan hiç şansın yoktur, olduğu gibi devam edemezsin tamirde etmediğin, edemediğin sürece de parçalar elinde kalır...
Ne aradığını bilmeli insan, hayatı eline alıp herşeyi irdeleme peşine düşünce. Herşeye de hazırlıklı olmalı, içinden çıkılamayacak hale gelebilir durumlar...
Aradıklarının içinde mesela en önemlisi huzurdur... Hayatında ki koşuşturmacaların, çabalamaların, gayretlerin amacıda hep bunun için değil midir zaten? Eskiden belli bir yaşa geldikten sonra başlardı hayat mücadelesi. O zamana kadar rahattı en azından bizim ve bizden önceki dönemlerdeki insanların çocukluk evreleri. Şimdilerde bu durum yaş sınırı taşımıyor maalesef. Daha okula başladığın andan itibaren dur durak bilmeyecek bir koşturmaca başlıyor, hatta öyle bi koşturmaca içerisinde oluyorsun ki hayatı bundan ibaret görmeye başlıyorsun. Gün geçtikçe hayatı bu hengameyle yaşamayı öğreniyorsun ama işin acı yanı ise bunca zaman öğrendiğin sadece koşturmaca oluyor. Hayatı yaşadığını öğrendiğini düşünsende nafile. Koşmazsan yürümeye, yürümezsen yerinde saymaya mahkum olduğunu öğreniyorsun. Yaşamak şöyle dursun mücadele etmezsen yitip gideceğini, dünya denizinde eriyip kaybolacağını düşünürsün.
Belli bir olgunluğa erişip kendi kazancını eline aldığında tam kavrarsın işi ama o zamana kadar da sağlıklı alamadığın kararların sonucunda geldiğin yeri sorgularsın. O saatten sonra kararlar alırsın kendince, sözler verirsin hayatını düzene sokabilmek için. Elinde olmayan binlerce değişkeni hesap edemeden düzenli yaşama hayalleri içerisinde olursun ve bunun için çabalarsın. Oysa hayat hiç beklemediğin ve tahmin etmediğin sürprizlerle doludur. Seninle alakası olmayan ve müdahale edemediğin kısımlar da ayrı bi yer teşkil eder ayrıca...
Birikimler üst üste geldikçe zorluklar katlandıkça yorulur insan o kadar mücadeleye. Bazı şeyleri feda etmeye başlarsın artık istemeden. Birçok zaman hayatından yaşantından isteklerinden feragat edersin aklındakiler için. En basitinden gezmek istersin dünyanın her bir köşesini adamakıllı bir tatil yapmak istersin tatil köyünde ama en yakın deniz kenarında dalgaları seyrederken bulursun kendini. Bununla yetinmek gerektiğini kabullenmişsindir bir kere. Bazı bazı yaptığın fedakarlıklar kimse tarafından farkda edilmez. Kızamazsın, küsemezsin kimseye hakkında yoktur ki ne diyeceksin kime ne ?
Mantık olarak herkes kendine göre iyiyi, güzeli istemesi doğa kanunlarından birisidir tabiki. Zaman değiştirir insanları, mutlu olmak için herşeyin sorunsuz devam etmesi için sessizliği seçer bazen insan.Bu tecrübedir elbet. Cünkü bağırmanın çağırmanın bir fayda vermediğini keşfetmiştir bi şekilde. Çözümlerin bu denli olmayacağını kavramışsan, hayatı anlamaya da başlamışsın demektir. Kurallara uymaya, elinde olanla yetinmeye ve hayatın sana sunduklarını kabul etmeye razı olduğunda hayatın ustası olmuşsundur ayrıca.
Ve artık kavramışsındır huzurun sen istersen seni sardığını,
hayatın ve dünyanın umrunda olmadığını,
fedakar olmakla olmamak arasında ki mutluluğu,
sabretmekle, beklentilerini düşürmekle dünyanın yaşanabilir bir yer olduğunu,
uçuk hayallerin anlık mutluluk getirdiğini ama gerçekte bitmeyecek umutlarınla yaşadığını,
dünyaları versende karşılığında aynı vefayı göremediğin insanların daha mutlu olduğunu,

Değer yargıların, insanlığın, vicdanın, seni sen yapan unsurlardır. Dünyayı yaşanır hale getirebilmek kesinlikle tek başına mümkün değildir ama sen iyi olmaktan vazgeçmemelisin ki. İyi insan olup bunun rahatlığıyla yaşamak, huzurlu yaşamak, sevgiyle yaklaşmak, insanlara mutlu etmek, hep olumlu bakmak hayata, pozitif olmak, çok affetmek, fedakar olmak, vefalı olmak, karşılıksız, içten ve tutkulu olmak hayata seni de mutlu edecektir eminim.
İyi insan olmak sonuçta kazanacağın anlamına gelir bunu hiç unutma...

Sevgi ve esenliklerle
Uyanık.

Hiç yorum yok: