02 Nisan 2020

Umut




İnsanların bir çoğunun yaşama dair umut aradığı zamanlardayız yine. Tarihin kirli sayfaları arasında insanlığın topyekün maduriyetinin olduğu zamanları ibretle okuduk yaşımızın bu zamanına kadar...

 Her türlü tahribatın gerçekleştiği, suların kirlendiği, ormanların günden güne azalarak dünya atmosferinin daraltıldığı ve doğal oluşumlara hergün daha da zarar verilen dünyanın da kendine özgü yenilenme modellerinin olduğunu düşünüyorum. Herşeyin günden güne azaldığı ancak bunun karşılığında insan nüfusunun katlanarak arttığı zamanlarda dünyanın da kendi savunma mekanizması harekete geçecektir elbet. İnsanlığın büyük bölümünü etkileyen durumlarda insanlar, birbirlerine daha fazla kenetlenme ihtiyacı hissetmişler ve kendilerine her zaman bir umut ışığı bulmuşlardır. 
Hergün yüzlerce ölüm hyaberini korkuyla izliyoruz. Birgün o yüzlerin içerisinde olacak mıyız sorusunu kendimize sormaya bile korkuyoruz açıkcası. 

Kendi eliyle yaşamlara son veren insanoğlunun en büyük yıkımı ikinci dünya savaşında olmuştur. 1946 yılında her ülke gibi italya da etkilenmişti ve yıkık dökük halini sarmaya çalışıyordu yavaş yavaş. Maddi durumların, derin yaraların yanında insan hafızalarının umuda ihtiyaç duyduğu yıllar...

İtalyan Kadın Birliği Üyesi olan üç kadın, toplumun yeniden inşasının 'kadın dayanışmasına’ bağlı olduğunu düşündüler... Bu kadınlar, insanlara birlikteliği sembolize etmesi için bir çiçek seçmeyi teklif ettiler...

Herşeyin normale dönmesi sürecinde insanlar birlik olmaya çalışıyor, dimağlarında ki psikolojik yenilemeye herkes katkıda bulunmaya çalışıyordu.

Sunulan tüm teklifler arasında üç tanesi öne çıktı; renkleri ile büyüleyici karanfıl, her yerde yetişebilen ve yaşam ömrü uzun olan anemon ve enfes kokusu yanında parlak sarı rengiyle mimoza çiçeği...
Her birinin kendine has güzelliği vardı ancak kazanan mimoza çiçeği oldu... Savaştan yıpranmış morallerin düzelmesi ve sarı renkleriyle neşe saçtığı için uygun görülmüştü.
Çiçeğin diğerlerinden en büyük farkı ağaç gibi olmasıydı, fazla bakım ve emek gerektirmeyen, büyüleyici bir çiçekti. 
Umuda ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde açmaya başlayan çiçeğin hayat hakesinde kendisiyle bütünleşen özellikleri;

Dayanışma, Ölümsüzlük, Diriliş, Hassasiyet, Coşku ve Umut sembolü olarak görülür...

Şimdilerde hem İtalyanın hem tüm dünyanın umut timsali mimoza çiçeğine çok ihtiyacı var. Günümüz, günlerimiz yıkıntılarla dolu... Geleceğin karanlık sularında kürek çekerken yolumuzu aydınlatacak ışıklara her daim ihtiyacımız vardır. Birbirimize destek olarak bu günleride geride bırakacağımıza inanıyorum. 

Umutlu yarınlara...

Uyanık.

Hiç yorum yok: