13 Temmuz 2017

Çiçek bahçeleri




Haziran ayı normal şartlarda yada okulda okuduğumuz kitaplarda anlatılana göre yazın başlangıcı diye bilinir ama bu bahar sanki biraz uzun sürdü gibi, oysa haziran bile bitmesine rağmen serin geçen günlerin soğuk akşamlarını yaşadık yakın zamanda... Yine de sıcaklar fena bastırdı serinliğin ardından. Şimdi takvimler temmuz ortasına yaklaştı ve çevremizi saran bunaltıcı havada nefes almaya çalışır hale geldik şimdiden... 

Kışı özledim sanki, nefes aldığımda ciğerlerime dolan soğuk kavayı, pencerenin ardından buğulanan camları, kapalı havayı arıyorum şimdilerde. Yerleri beyazlatmış karların üzerinde birkaç aracın yollarda bıraktığı izlere bakıp elimdeki sıcacık kahvemi yudumlamak, radyodan gelen müziğin tınısını dinlemek, kar kokusunu düşlemek güzel oluyor bu aralar. Camı açtığımda içeri hışımla dolan, tüyleri diken diken eden soğuğa aldırmayıp yere düşen kar tanelerini yakalamayı, onların elimde eriyişlerini seyretmeyi, ardı arkası kesilmeyen taneleri takip etmeyi özledim. 
Bunaldığımdan da değil aslında havaların çok sıcak yada soğuk olmasından şikayet eder birisi değilim... Çünkü her mevsimin ruhumu farklı renklere boyadığını biliyorum. 
Herkesde değişik tat bırakan, kendine göre farklı şekillerde mutlu olduğu mevsimlerde ben; kendi renkli evrenimde dolaşır, kâh coşkulu, kâh hüzünlü, kâh melankoli ve genellikle sonsuz Aşk ile yıldızları tek tek sayarım... Kimi pembe, kimi siyah, kimi en güzel mavi tonunda olur benim evrenimdeki yıldızlar. Umudu, huzuru, hayallerimi çizerim gökyüzüne bir ressam edasıyla... Belki biraz acemice belki özentisiz belki de mükemmel kimine göre ama bana özel benim için çok değerli sonuçta...
Ömür dediğin hayatın, zaman çizelgesinde yaşadığın yada yaşadığını sandığın anların toplamı ne kadardır ki ? Adım adım, sindirerek yaşamanın en iyisi olduğunu biraz yaş ilerleyince anlıyor insan ve biliyorum ki ben; yetişemedim hızlı giden zamana... Kimsenin ben istemedikçe ulaşamadığı, gönlümün gizli bahçelerinde yetişen, güzel kokuların sahibi rengarenk çiçeklerle yaşlandım. Her birinin melodisini dinledim yıllarca, tomurcuk hallerinden başlayarak. Sonra yavaş yavaş açmasını umutla sağladım. Aşkla huzurla sevgiyle dolandım serin derelerinde... 

Herkesin kendi gizli bahçesinde yetiştirdiği ve istediği kişilerin görmesini müsade ettiği o rengarenk çiçekler; her mevsimde taze, her mevsimde yeni tomurcuklarla büyümeye devam edecektir. 
Yeter ki o melodi kesilmesin, yeter ki o içteki ressam aşkla kalmaya devam etsin...

Sağlıcakla.

Uyanık.

Hiç yorum yok: