Gittigim yerlerde mekanın kendine özgü havasını bir müddet inceler, belkide kimsenin farketmediği o mekanın detaylarında, kimsenin farketmediği o mistik havanın içerisinde kahvemin damağımda ki tadını hissederim. Genellikle kahve tadını aldıkça; duyma ve görme yetim zayıflar, bir müddet sonra benliğimin beni alıp uzaklara götürmesine sessizce müsade ederim. Çevreden gelen seslerin; bilmediğim bir dilin yankısıyla boğuk bir uğultu oluşturmasına, görüntülerin ise anlamsız renk cümbüşünden bir farkı kalmadığına şahit olurum, hatta bazen nerdeyim ben tarzına dönüştüğünü bile anımsıyorum ve bu durum bana inanılmaz bir haz veriyor kesinlikle... Sanki gidecek bir yerim yok, devam eden bir hayatım yok da varolan mecburiyetlerin, beni özgür bırakmış hissinin o serinleten olgusunu hissederim yudumladığım her kahvede. Aklıma estikçe böyle dışarı çıkmak, kendimle olmak arzusuna kapılmışımdır. O anda bulunduğun ortamın keyfi ile sessizce kahvenin buğusunu izlerken, her türlü çiçeğin kapladığı bir ovaya benzettiğim binlerce kelimenin içerisinde çocuklar gibi yuvarlandığımı düşünürüm. Kelimelerin kanatlanmış gökyüzüne uçtuğunu, uçmadan önce her harfin benliğime kazındığı kendimle iç içe kaldığım bu zamanlarda zamanın durmasını ne çok isterim...
İşte kendimle başbaşa kaldığım o naif zamanlarda hayatıma yön verecek bir konu yoksa eğer kendimi yargılarım doyasıya... Belki beni izleyen birisi yüz şekillerimden kendimle tartışmama şahit bile olabilir. Aslında barışık birisiyim kendimle, öyle aman aman kavgalarım olamıştır. Her zaman haklı olmayabiliyorum sonuçta hepimiz insanız ve mükemmel vasıflara sahip değiliz maalesef... Elimden geldiği neticesinde iyi olmaya çalışırım ve en büyük korkum da kalp kırmaktır... Yanlışlarım konusunda da kendimi hiç kandırmam, belki ufak tefek bahaneler üretsemde bazı zamanlar ah ettiğim hiç sevmediğim o "keşke" kelimesini kullandığım zamanlar olmuştur benimde... Sonuçta zaman geçmiş, olan olmuştur yapacak bişey yok, neyse o benim için... Gerçekleri kabullenmek belki acı da olsa hep mutlu etmiştir beni. Çünkü sonradan gerçeklerle yüzleştiğimde üzüntüye mahal vermezler. Gönül rahatlığı denilen olayın aklende kafa rahatlığının olmazsa olmazıdır kabullenmek...
Kabullenmek demek huzur demek...
Uyanık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder