31 Mayıs 2020

Zamam



Zamanı değildi, belki de bu zaman değildi. Bu kadar geç olduğunu farketmemiştim... Dün gibi, dünler gibi sürekli kararan hava; daima yanıbaşımda olan gölgemi de benden alıp götürmüştü. Bu günün önemli ayrıntılarını tekrar ederken hafızamda yalnız kalan kalbimi hissediyordum.
Yeni açmış güllerin dikenleri kanatırken bileklerimi, yüreğimde hissettiğim sızıyı  unutturmuştu.
Zamanıydı ama zamansızdı.
Huzursuzum yeterince terleyememekten...

29 Mayıs 2020

Kimse



Kimse kimsenin derdine ortak degil bu günlerde...
Duygusuzluk da diyemem bu duruma ama ortada ki bariz bencillik neticede...

Herkes kendi pembe düşlerinin peşinde bu günlerde...
Kimse kendinden başkasını düşünüyorum diye açık yüreklilikle itiraf edemez bence.

Kimse kimsenin huyuna suyuna gitmiyor bu günlerde...
Varsa yoksa kendi istekleri, kendi keyfi her zaman en önde.

Herkes kendi rahatlığına bakıyor bu günlerde...
Hani nerde vefa hani nerde biraz olsun dayanabildiğin cefa...

Herkes kendi kendine yaşıyor bu günlerde...
Oysa içten gelen sevgiyle ne güzel yaşanır bitlikte...

Uyanık.

Taraf



Hangi vaktin önemi yok ki ?
Bir yerden doldururken bir başka yerden boşalacağını unutmamak gerek. Dengenin daima kururlu olduğuna kanaatimiz vardır her zaman ve hangi tarafa gitsen diğer taraf uzak kalacaktır. 

Uyanık.

28 Mayıs 2020

Huzur



Açıklığa kavuşturmak gerek ne varsa en ince detayına kadar
İşte o zaman huzur;
İçini daha çok kaplayacak ve daha çok hissedilecektir...

Uyanık.

27 Mayıs 2020

Belirsizlik



Çıkamaz ya insan bazen işin içinden ve buna bir son vermek ister...
Bazen herşeyi olur içindekilerle birlikte olmak isdiği ama bazen de hiç birşeyi olup çıkıverir.
Bazen değer veriyor gibi hisseder, bazen de sokakta ki insandan farkı olmadığını çok iyi görebilir. Durum Öyle midir ? Öyle mi gerçekten ? Gerçekten öyle midir ???
Bu düşünceler eritir, insanı bitirir.
Buna son vermeli en kısa sürede ve çok hızlı bu düşünceler ölmeli. Soruların cevapları bilinmeli...
 

Uyanık.

Bazen



Bazen haddinden fazla verdiğimizi görürüz. Ne olur ki versek deriz ama bazen de almasını bilemeyiz herşeyi sileriz...

Uyanık.

Tebessüm



Tebessümü resmetmek isterim kelimelerle, öyle neşeli, mutlu, huzurlu olanlarından da değil,
Binlerce sitem yüklü, buruk, hüzünlü, çaresizlik kokan, kendine acınası bir tebessüm...

Uyanık.

26 Mayıs 2020

Hayal


Herkes kendi hayalinde, kelebekler bile...
Herkesin umutları var. Kısacık ömre sahip kelebeğin bile...

Uyanık.

Yeni gün



Kuşlarla uyanan çiçekler,
Yeni günün ilk ışıkları...
Bildik serin esen rüzgar,
Ve bilindik düşünceler...

Uyanık.

25 Mayıs 2020

Sanırım



Kendi limanına sığınan kaptanlar gibiyim ancak harabeye dönmüş gemimin güvertesine ayak basacak halim de yok. Sanırım diye başlayan binlerce cümlenin ortalamasını yapmaya çalışan beyaz önlüklü profesörler gibiyim. İşin içinden çıkmaya, kitabın son bölümünü yazmaya çalışıyorum.
Biraz da kendim olmaya çalışıyorum ne kadar olabiliyorsam kendimle...
Çıkmaz sokağın uzun ve aşılmaz duvarlarına bakarken sokak lambasında oluşan küçük gölgemle yeniden tanışıyorum. Ne kadar çaresiz hissediyorum kendimi...
Hayatı çözecek yolu bilsemde, gidememenin sıkıntısı var içimde. Biraz azmetmek gerekecek bu çetin yolun sonunu görmek için ve yine bir sanırım kelimesini daha kullanarak güne son veriyorum.
Sağlıcakla kalın...

Uyanık.

24 Mayıs 2020

Dua



Yağmur gibi mutluluğu da yavaştan hissetmeli. Herşeyden, herkesfen uzak gökyüzüne bakarak doğanın bana sunduğu huzurun sesine yürek kesilerek.
Yalnızlık...
Içimde ki bir ses ufak bir balkonun sınırları içlerinde kucak dolusu karanlığa haykırıyor sessizce. Dejavu hissediyorum bilmem kaçıncı kez. Bundan şikayetçi değilim elbet bu huzuru her defasında içime sindirmekten inanılmaz keyif alıyorum. Yine yanıp sönen ışıklar kendilerince sabaha kadar sürecek eğlenceye devam ediyorlar. Huzurumu bir yudum daha aldığım kahveyle perçinliyorum. Gün içinde yağan yağmurdan geriye serin bir hava kaldı sadece. Belli belirsiz ıslak kalmış köşe bucaklar da sabaha kuruyacaktır elbette.
Acaba, belkide, keşke kelimelerinin kuşattığı cümleler soru işaretleriyle dolaşıyor düşüncelerimde. Suskunum ve sessizliğin melodisi yine aynı ritimde...
Ne güzel şey, kendimi olmak istediğim yerde hayal etmek. Peki sadece ben miydim orada olmayı isteyen ?
Bilemediğim, bilemeyeceğim soruların cevaplarıyla içmeye devam ediyorum kahvemi. Özenle büyüttüğüm çiçeklerin kokularını hissetim gizli bahçemde, güneşe karşı bankta oturmuş eşsiz manzarayı seyrediyoruz haberin olmadan. Aynı gökyüzünü paylaştığımız ancak bilemediğim gerçekleşmemiş hayallerine  uzanıyoruz. En azından ben bu şekilde olduğumu düşünüyorum.
Bundan önce ki binlerce gecede yolladığım dualara yenisini ekliyorum. 
Iyi geceler tatlı rüyalar derken günün nihayi sonunu belirlemiş oluyorum.

Sevgilerimle.

Uyanık.

23 Mayıs 2020

Uzak



Uzak mesafeler,
Yakın düşünceler,
Doldurmalı hayalleri yüreklere
Dalgalarında huzurla kalmalı...

Uyanık.

22 Mayıs 2020

Huzur



Akşamın kasvetli havası kendini yavaştan belli ederken gökyüzünün rengide canlılığını bir kenara bırakıyor. Sabah yağan yağmurun toprakla birleşmiş kokusu halen hissediliyor. Hava kararmaya yüz tutsa da çiçeklerin, güllerin, lalalerin renklerinde bir değişme yok henüz. Günün yorgunluğu havanın yavaştan kararmasıyla kendini iyiden iyiye hissettirmeye başlıyor. İnsanlar; birazdan yollara dökülecek, kendilerini bekleyen meçhullerde ileleyecekler... Kimileri yakın kimileri uzak mesafelerde, kimileri markete, kimileri ramazan ayının son günlerinde sıcak pide alabilmek için fırınlara, kimileri yorgunluğun verdiği ağırlıkla direk evlerine gidecekler. 
Huzur her bünyeye sırayla dokunacak. Kime az kime fazla bilmeden...
En çok da gün içerisinde çekilen onca stresin, sesin, kokunun, hengamenin ardından eve ulaşanlarda olacaktır. Yada eve gelmesini bekleyenlerde...
Mutlaka herkesin huzurla gittiği ve herkesin huzurla gelmesini beklediği biryerler ve birileri olmalı diye düşünüyorum...


Huzurlu akşamlar ve şimdiden iyi bayramlar temennisiyle...

Uyanık.

Gece



Yeni günün ilk saatlerinde şiir yazmak,
Gecenin karanlığı, camları döven fırtına,
Bir şarkının nakaratı var gökyüzünde,
Şehir uykuda, şehir en derin rüyalarında,
Bulmacalarda bilinmeyen cevaplar içinde,
Yapbozların bulunamayan parçası gibi,
Gölgesiz sokaklar yağmur damlalarına teslim,
İçimde gizliden haykıran en naif duygular,
Kara perdeler gizliyor bilinen gerçekleri,
Gece sessiz bekleyişte, gece şiirlere akıyor...

Uyanık.

21 Mayıs 2020

Bazen



Bazen öyle dalıp dalıp gideriz uçsuz bucaksız boşluklara ve içmizde ki boşluğu doldurmaya çalışırız. Daldıkça derinleşen o korkunç karanlıkta, yüzümüzde eski bir gülümseme, içimizde çektikçe derinleşen eskimeyen bir kederle.

19 Mayıs 2020

Ömür



Yaşıyoruz işte bir şekilde 
Nasıl diye sorarsanız eğer
Yok, yok herkes gibi bende
Kendi halinde öyle sessizce...

Hani armağandır ya ömür bize
Dünya sığar mı hiç bir nefese
Dağlara ovalara karışır mı evrene
Elbet derin izler bırakır gönüllerde...

Uyanık.

Nasılsınız




Yapacak bir şey yok bu günlerde.  Bu günlerde dediğim de evde kaldığımız sokağa çıkma yasağının olduğu günler elbette Hayatımız boyunca böyle hapsolmadik ki evlerimize...
Ne olur, nasıl olur, nasıl geçer zaman bilmiyoruz nihayetinde.
Sizce var mı yapacak güzel birşeyler ?

Kimi kitaba kimi tv ye kimi bahçe işlerine yönelmiş kimileri ev tadilatları derken zaman geçirecek birşeyler bulmuşlar kendilerine. Hoş; birşey yapmasalar da zaten zaman geçiyor bir şekilde...
Ben kendime zaman ayırıyorum bu ara. Nerdeyim kimdeyim ne kadarım nasılım diye düşünüyorum. Kendi kendini yargılamanın kolay yolu hep var kandırırsın da dışardan nasıl olduğunu bilmez insan.

Şu bir gerçek ki ben birazcık alınganım. :)) Hem kim değildir ki ? Elinden birşey gelmediği zamanlarda çaresizce kendi kabuğuna çekilmez mi herkes ?
İnsanlardan uzaklaştıkça kendini daha bir farklı tanıyor insan. İç dünyasının çıkmaz sokaklarında kitaplar okuyup, yüksek uçurumlarda rüzgara meydan okuduğu günleri sıralıyor peşi sıra.
Hep bir sebep sonuç olayı bilinen bu değil mi ? Bu zamanda insanın biraz dediği şeyler değer artışı gösterdiğini de inkar edemem. Birazı kalmıyor hep abartı hep bi abartı. :)
Biraz alınganım demiştim ya biraz da hassas hatta az biraz da romantik... ;) Hatta melankolik bile denebilir. :))
Rüyaların bizlere işaretlerler sunduğuna,
Gerçek hayatın bazen masallarda ki gibi mutlu mesut devam ettiğine,
Filmlerde ki kahramanların her zaman kazandığına,
İçtiğim sade kahvelerin ardından bakılan fallara,
Ne kadar sayılırsa sayılsın papatyaların bitmiş tüm yaprakların nihayetinde istediğimiz sonuca çıktığına,
Bütün sokak hayvanlarının karınları tok ve kalacak bir yuvaları olduğuna,
İyilik yapıldığında bunun virüs gibi bulaşıcı olacağına,
Her durumda kendini düşünen değil de adaletli düşünen insanların birbiriyle yarıştığına,
Şiirlerin satırlarında göz gezdirirken, ruhunun ovalarda kelebek gibi süzüldüğüne,
Daha bunun gibi inandığım binlerce şeyin içerisinde olduğumu görüyorum... 
Daha iyiye, daha güzele dair abartılmış tüm hallerin olduğu dönemlerin de bu günler olduğunu biliyorum. 

Herşeyden öte asla kelimesinin esneklik kazandığı prensiplerin rafa kalktığı ve insanın herkesten çok kendini yavastan affettiği zamanlardayız diyebilirim...
Ya siz ?
Siz nasılsınız ?

Sevgilerimle...

Uyanık.

18 Mayıs 2020

İç ses



İç ses diye bişey var...

Aslında kalbinden gelen, senin hislerinle bütünleşmiş, aklınla, mantığınla birleşip duruma göre bazen vicadanının onayıyla nihayi olarak konuşarak seni rahatlatan, seni yönlendiren, sana yol gösteren senden öte bir sen var içinde... İşte onu dinle, kalbinden geliyorsa yanılmaz...

Uyanık.

17 Mayıs 2020

Huzur



Uykuda dünya,
Dünden geriye kalanlarla...
Yetiniyor insan,
Bir avuç huzurla...

Uyanık.

16 Mayıs 2020

Hissiyat



Çözümlenemiyor bazen,
Yada fazla delile gereksinim duyuyorum,
Soğuk bir odanın hapsi mi ?
Sıcaktan uzak saatler.
Nedir bu içimde ki
Bir dünya ama kutuplarda
Nedir bu hissiyat
Filmin tekrarı mı ki

Uyanık.

15 Mayıs 2020

Bahar ve yaz




Tamam bir monalisa olamaz ama değeri ondanda öte bir çalışma 💕

Dostlar



Yine dostlar sıralanmış koyu muhabbetin huzurunu yaşıyorlar bu gece de,
Hangisinin sesi, hangisinin tatlı gülüşüne renk katıyor anlamak imkansız bu saatte.
Rüzgarın getirdiği bir tutam hasreti uyku mahmuru gözlerimle süzüyorum,
Bir baykuş eşlik ediyor, sesinle dolu gizli bahçemin huzurlu titreşimlerine...

Uyanık.

14 Mayıs 2020

Gece



Saatin geceye uzandığı yolu gözlüyorum,
Korkutmuyor ışıkla baktığım karanlık gece,
Bir çift gözün derinliklerini arşınlıyorum,
Şans, talih, kader, yazı artık adı her neyse,
Beni büyütüyor bu his ve yüreklendiriyor,

Uyanık.

13 Mayıs 2020

Kuşku



Kuşku ve şüphe önüne geçilmezse büyük yıkıma sebebiyet verebilir.

Uyanık.

Gece



Eski bir şarkı çalıyor şehrin radyo kanalında,
Bu gece bu şarkıya anlam yüklenecek gecelerden...
Yürekten söylüyor alıp götürüyor uzak diyarlara,
Bir ambulansın sirenleri tam yerinde eşlik ediyor,
Gözlerim kapalı, gözlerine odaklanmış hayalim,
Umrumda değil esen rüzgar, parlayan yıldızlar,
Islak sesin yankıları geliyor buğulu kulaklarıma,
Gecenin kader çizgisi kayboluyor şarkının eşliğinde,
Savaşmak gelsede içimden beyaz bayrak elimde,
Küskün gönlümün tesellisi bir kupa kahvede,
Gelmeyecek kahramanı olan kitabın satırları,
Kabuslara alışkın uykularda kaybolan zaman,
Yorgun beden, yorgun ruhum, kendime teslim oluyorum...

Uyanık.

11 Mayıs 2020

Yorgun



Yorgunum,
Cok ağır bir iş yüküne sahip olmamakla birlikte yoğun bir iş günü de değildi. 
Gönlüm yorgun sanırım ve bu rahatsız ediyor...

Uyanık.

Hayat



Hayat böyle işte...
Güneşten gözümüzü kısar,
Yıldızlara ulaşmaya çalışırız.
Baharlarda özgürce açan çiçekler,
Kara kışlara yenik düşecekler.

Hayat böyle işte...
İnişli çıkışlı yollarda ilerliyoruz,
Yolcular, yolda kalanlar, yolda bırakanlar,
Bir zaman sonra hayat rutine giriyor.
Yüzümüze güldüğünü sandığımız hayat,
Meğer acınası halimize gülüyormuş...
Anlamadık, anlayamadık, anlayamayacağız...

Uyanık.

10 Mayıs 2020

Uçurtma




Kapat gözlerini, dinle akıp giden huzuru,
Bırak kanatlansın sevda yüklü düşünceler,
Güneş geceye batıyor, bedenler yavaştan eriyor,
Çiçekler toprakta yeşerirken, uçurtmalar süzülüyor...

Sevgilerimle.
Uyanık.

Kelimeler



Yine kök saldım derinlere...
Yasam ağacına dönüşmüş bedenimin dallarından kalemler, kağıtlar yapıyorum. Mürekkep hokkaları biçare,,, kelimeler yetersiz şuan anlatmaya, kelimeler yetse de kafi olmuyor anlayana... 

Uyanık.

09 Mayıs 2020

Soru



Böyle olsun ister miydin ?
Bu soruyu duyduğunda iyi olan hiç birşey gelmez insanın aklına. Kötü nedir, hata nedir, yanlış olan ne vardır onu irdeler hemen zihnimiz. Bu soru yolunda giden işler için uygun bir soru değildir çünkü...
Hayatın bu temposunda, bu koşuşturma içerisinde ne bu soruyu biri sorabilir sana ne de sen kendine...
Kaos olmasa da insanların bir miktar kendini soyutladığı bu zamanda kim böyle olsun isterdi ki ? Peki dünyanın bu olmazında sen nerede olduğunu düşünüyorsun ? Kendini bulunduğun bu durumda olmaktan mutlu musun hiç düşündün mü ? Peki ne kadar katkın oldu ne kadar olmadı tarttın mı düşüncelerini ?
Bir ışık olsun yolunda hem dünyayı hem dünyanı bir düşün istersen...
İşler böyle olsun ister miydin ?

Sevgilerimle...

Uyanık.

08 Mayıs 2020

Seviye



Davul bile dengi dengine dediklerine göre
Herkes de kendi seviyesini seçecek haliyeli...

Uyanık.

07 Mayıs 2020

İnceden



İnceden yağıyor yağmur en gizli bahçelerime sessizce,
Perde çekilmiş yıldızlara, kara gecenin tam ortası...
İnceden esiyor serin hava, gönlümün varoşlarına,
Ürperen bedenim sıcak duyguların koruması altında...

Uyanık.

06 Mayıs 2020

Adalet



Hayat hiç adil değil zaten, adil olmamasını da biz yapıyoruz üstelik. Değerli değersizlere yanlış tanı koyuyoruz çok bilmişliğimizle... Boşa hayal kırıklığı neticede...

Uyanık.

İstekler



Zaman geçtikçe insanın alışklanlıkları da, yaşadıkları da değişiyor. Bununla birlikte istekleri de elbette... Herşey bir etken nihayetinde,,, mevsimler, şarkılar, bakışlar, renkler, çiçekler, yağmurlar, duygular, hüzünler... Değişkenler o kadar çok ki saymakla günlerimizi geçirebiliriz.
Alışkanlıklar; insanın istekleriyle ve şartlarla alakalı farklılıklar gösterdiği gibi bazı isteklerin zamanın hangi diliminde olursa olsun değişmediği de bir gerçektir. Sabitlenmiş kararlar, unutulmayacak duygular, hisler, sözler, yeminler...
Düşününce hepimizin bu durumlarda mutlaka aklına getirebileceği olaylar bulunmaktadır.
Ben; ne istediğini bildiğimi düşündüğüm bunca yıllar içerisinde yanılgılarıma kapıldığım, isteklerimi değiştirdiğim, vaz geçtiğim, vaz geçirildiğim, nefsime yenik düştüğüm nadir durumlar olduğunu inkar edemem. Elbet sebepler, şartlar, imkanlar oldu ve bunların yanında maalesef kendimi avuttuğum bahaneler de... Yani istediklerimi de bildim istemediklerimi de...
Bilmekle kurtulmak arasında kesinlikle fark var. Nasıl ki her istediğine ulaşamadığı gibi her istemediğininde dışında kalamıyor insan.
İrade; her zaman kendine ait durumlarda en etkili faktör olsa da onun bile yetersiz kaldığı durumlar maalesef ortada...
Bazen mecburiyet, bazen hatır, bazen sevgi uğruna...
Sabır, her daim gösteriliyor olsa da çoğunlukla teslim oluyor insan ve kabulleniyor her halukarda...

Zamanın değiştiği ancak güzel alışkanlıkların ve isteklerin dört elle tutulduğu günlere...

Sevgilerimle...

Uyanık.

05 Mayıs 2020

tavşan






48 değil 56 ise hiç degil bunların olmadığını çok iyi öğrendim. :))

62 den tavşan nasıl yapılırmış bilinsin istedim...

Uyanık.

Yağmur



Huzur verici yağmuru seyrediyorum. Toprağa düşüğü yerde dağılıp izler bırakıyor, sonra bir başkası o izlerin üzerine yenilerini ekliyor. Bir zaman sonra değişiyor herşey. İzler izlere karışıyor toprak suyla harmanlanıyor. Dünden beri yağan yağmur, ıslatmadığı yer bırakmadı gözle görebildiğim yerlerde. Yağmurun benim için anlamı tarifsiz. O sesin ağaç yapraklarından süzülen görüntüsü, bulutların mat gri renginin yanında kendine has zamanı...

Her damlanın yer yüzüne bir melek tarafından indirildiğini duymuştum ve o melek yere indirdiği yağmur tanesinden sonra tekrar semaya yükselirmiş. Dünyanın oluşumundan yokoluşuna kadar geçen sürede o meleğe bir daha yağmur tanesi için sıra gelmezmiş. O kadar fazla melek olması mı dikkat çeken yoksa her yağmur tanesinin özenle yer yüzüne inmesi mi ?
Bu konu araştırılır ve farklı şekillerde yorumlanabilir. Bunu size bırakıyorum, sizin hayal dünyanıza. :)) Ben tekrar dönüyorum yağan yağmura ve bana kattıklarına...

Ruhumun içine sinen toprak kokusunu da alamıyorum artık. Alabildiğine ıslanmış toprak artık içine çekemediği yağmur sularını biriktiriyor, ufak dereler oluşmasına sebep oluyor. İlk hangi damla ulaştı toprağa son damla hangisiydi bir önemi de kalmıyor. Yağmur bu, her zaman derin anlamlar içerir dedim ya size.
Hava serin, mayıs ayının baharı mı desem yoksa baharın mayıs ayından bir günü mü ? Serin hava ürpertiyor bir an. Haylaz rüzgar dolanıyor başımda. Temiz serin havayı çekiyorum ciğerlerime. Kapalı hava, yağan yağmur; içimde biriktirdiklerimi suluyor adeta... Yüzlerce, binlerce kez gördüğüm manzaraya kadife kaplı yüreğim kayıtsız kalmıyor, yine yeniden içim kabarıyor... Heyecan sarıyor hiç solmamış düşüncelerimi. Dedim ya yağmurun benim için anlamı tarifsiz...

Uyanık.

04 Mayıs 2020

Göz



Gözlerin rengi fark etmiyor ki, bazen yosun yeşili denizi hatırlatıyor,  bazen huzur dolu kara geceyi...
Esas gözlerin nasıl baktığı önemli; sıcak, sevecen, içten ve samimi... Baktı mı coşkuyla gülmeli göz bebekleri...

Uyanık.

03 Mayıs 2020

Gece



Zaman durmaksızın ilerlerken dünkü yağmurun izleri kaybolmuştu bile. Gecenin nuru saçıldı yine gökyüzüne. Serin hava okşuyor yüzümü bir anne şefkatiyle. Sessizliği yudumluyor yıldızlar bilmem kaç bin kilometrede. Var olmanın yüceliğiyle çaresizliği hissediyorum aynı karede. Şimdi şu anda dursa zaman, gökyüzü maviye bürünmeden bilgeliğin sırrını keşfetsek kendi içimizde...

Yankılanıyor ezanlar dört bir yandan. Şimdi sana olan duaları okuyarak duy diye açılacak binlerce el semaya. Binlerce, milyonlarca küçük yürek yükselecek aleme. Acizliğin kaçınılmaz olduğunu öğrendiğimiz bir gece daha son bulmak üzere.

Geceyi sabaha bağlayan bu saatte tüm temenni ve dileklerimle...

Uyanık.

02 Mayıs 2020

Çay



Şimdilerde özlenen farklı farklı hikâyelerin ev sahipliğinin yapildiği yerlerden biridir çay bahçeleri... Çevrede ki ağaçların gölgesinde serinlediğimiz, yemyeşil çimlerle kaplı, bazı bazı yerlerde su havuzlarının olduğu cıvıl cıvıl yerlerdir. 

Elbet mevsimlere göre bazı zamanlar istirahate çekilir, kendi hallerinde günlerini geçirirler. Mevsimsel battaniyeyi aldıklarında üzerlerine derin uykuya dalarlar. Belki bir miktar da küserler.
Takvimler bahara kucak açınca bayram arefesine girmiş olur mevsimler. 

Bu çay bahcelerinde adını taşıyan yeşilliğin serüveni de ayrı bir hikaye içerir. Nemli dağ eteklerinde büyüyüp yeşeren yaprakların toplanmasıyla kokusu dağılır ovalara. 
Yorucu iştir onun gönlünü yapmak. Özenle bakmak gerek yapraklarına, yeşilin en güzel tonunu yakalayınca, gelmiştir kıvama... 

Yeşilden siyaha ,siyahtan bardaklarda ki tavşan kanına dönen bir tomurcuğun hikayesini yudumlar insanoğlu aslında.

Çay bahçeleri olmasa da çay her zaman olsun hayatınızda. Bir çay, birde çayın yanında yaren olsun yanında...

Sevgilerimle...

Uyanık.

Bahar





İşte beklenen o an gelmiş gördüğün vadilere,
Avuçlarına dolan mutluluğu hissettin mi ?
Seni büyüleyen renklerle dans ederken,
Huzur denizinde özgürce yüzdüğünü hissettin mi ?...

Uyanık.

01 Mayıs 2020

Bu ara



Kanal değiştirirken ne ara 3 haneli sayılara geldim bilmiyorum. Aklımda olanların yoğunluğu gördüklerimi tanımlamamayı sağlamış ve parmaklarım istem dışı basmış sürekli kanal ilerlemeye. Bir reklam kanalında ağaç testeresi hakkında tanıtımı dinlerken buldum kendimi... :)
" Neyi kestiğinin önemi yok ne kesmek istediğin önemli " diyordu. Bu anlamlı cümleye takıldım kaldım. İçimde kıpırdanan naif duygularla harmanladım tekrar tekrar. 
Hep istediğimiz gibi hayatın sürmesini beklemez miyiz ? Şimdi bu ne alaka demeyin de bir düşünün. Hep iyi şeyleri umut etmez miyiz sanki... Neden kitap okuruz, neden dolunayda denizde yansıyan ay kendine hayran bırakır bizi ? Bir ihtiyaç olmasa çayı kahveyi yine de içer miyiz ?  Ya pekii keşkeler neticesinde çözümsüz boş gözlerle uzaklara bakmaya ne demeli ?

Ne düşündüğünün bi önemi yok aslında; dolunay bir gerçek, kitaplar huzurlu, kahve büyülü bir içecek işin özü bu kadar basit. Bunları anlamlandıran biz değil miyiz ? 
Hislerimiz... Bizi biz yapan duygularımız...
Hayat...
Belki hayat bizi içine çekerken aldıkları için cömertlik yapıyordur da bizler habersizizdir. Belki bize verilenleri göremiyoruz, belki mükemmeli beğenmeyecek haldeyiz. Çevremizi saran yalnızlığa bile sevinmek gerekti belki ruhumuzu dinlemek için. Ah şu kelimelerin kifayetsizliği... :(

Hak edenle hak etmeyen aynı konumda olması, ayrı bir haksızlık olduğun da bir göstergesi gerçekten. Kim kendi haksızlığını haykırır ki ? Kim haklılık kitabını yeniden yazar. En doğal cevabı doğanın renklerine yazalım dersem siz ne dersiniz ?
Karanlık samimi gelir ya bazen, alabildiğine sonsuz, alabildiğine devasa... Bir ezginin melodisi. Hele birde renkler içinde mırıldanırsın ya kendi kendini düşünürken... Döner durur etrafında ve bir noktada tıkanır kalırsın ama o an aklına gelir varlığı ve hiç olmazsa tek rengi var dersin. 
Benim; içinde kaybolduğum dünya mavi, dışımda bıraktığım dünya da bana göre mavi, öyle güzel, öyle gerçek, öyle derin ki,,, Susuyor insan çok daha fazla ilerleyince mavinin adı oluyor özlem...
Bu ara yine aklım bende değil sanki nereye gitti ki ???
Mavili huzur dolu günlerin temennisiyle,

Sevgilerimle...

Uyanık.