03 Eylül 2020

Eylül geldi.

Bu günler tamda Ahmet kaya dinlemelik... Tüm izleri hayatımızda kalacak olan ama hayatımızda kalmayanlara ince bir veda gibi... Güneşi ufukta kızıla boyayıp batırmak gibi hüzünlü... Belki de Eylül sebep, belki de biriken iç dünyamızın haykırışı. Başkaldırı halime inat, plak gibi takılıp kalan kalbimde çabalama tükenmiyor. Olmasaydı halimiz böyle diyor insan sitem rüzgarlarının esintisinde. Nereye, nasıl hangi yoldan gittiğine değil, önümde uzanan denize, kuma, güneşe tükenmek bilmeyen dalgaya ormanların yeşiline odaklanmam gerek halbuki. Görünenlerle bu anın tadını çıkartmalı mı yoksa düşündüklerinle bu ana tat mı katmalı belirsizliğinde kalıyorum. Sanırım her ikisinden de olmalı her ikisinden de yettiği kadar yaşamalı... Uyanık.

Hiç yorum yok: